selimhartavi.com

BORÇLU ADINA BİRDEN FAZLA TAŞINMAZ BULUNMASI- TAŞINMAZLARIN SATIŞININ BORCU KARŞILAMAMASI- ACİZ VESİKASI

T.C.
ŞANLIURFA
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ                                        TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/373 Esas
KARAR NO : 2012/680

HAKİM : BİROL KÜÇÜK
KATİP : FATMA GENÇ 134285

DAVACI : ÖMER Ç.
VEKİLİ : Av. M. V. İ.
DAVALI : M.SALİH S.-
VEKİLİ : Av. SELİM HARTAVİ – Cumhuriyet Cad. Nahya Ap. Kat:3 No:5 Merkez/ ŞANLIURFA
DAVA : Şikayet
DAVA TARİHİ : 27/06/2012
KARAR TARİHİ : 10/10/2012
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 16/10/2012

Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa 3.İcra Müdürlüğünün 2010/3570 esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde, Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/554 esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını, davalı tarafça tasarrufun iptali davasının ön şartı olan aciz vesikası delil olarak sunulduğunu, her ne kadar davalı tarafça aciz vesikası alındığı Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesine bildirilmiş ise de tapu ve trafik kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkil hakkında aciz vesikası düzenlenmesinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet edebileceğini tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olarak müvekkil hakkında aciz vesikası düzenlenmesine ilişkin işlemin iptalini talep ve dava etmiştir.

Yapılan yargılama sonrası, davacı vekilinin iddiası, davalı vekilinin beyanı, Şanlıurfa 3.İcra Müdürlüğünün 2010/3570 esas sayılı icra takip dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, takibe 20.000,00 TL. bedelli bono aslının esas alındığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu davacının “Bağlarbaşı Mah.1922.Sok. No:26 Şanlıurfa” adresine 24/06/2011 tarihinde hacze gidildiği, haciz sırasında hacze kabil mal olmadığından hacze son verildiği ve alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu ömer Ç. adına aciz vesikası düzenlerek davalı alacaklıya verilmesinin icra müdürlüğünden 04/08/2011 tarihinde talep edildiği ve icra müdürlüğünce de 19/08/2011 tarihli olarak BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ VESİKASI’nın düzenlenerek davalı alacaklı Mehmet Salih S.’ye verildiği yine alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlunun adına kayıtlı bulunan 58 DE 673 plaka sayılı araca haciz şerhinin konulduğu İİK’nun 105/2.maddesinde “İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir.” yine İİK’nun 143.maddesinde “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./40. md.) Alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar yerine gelmişse, icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya ve bir suretini de borçluya verir; bu belgeler hiçbir harç ve vergiye tabi değildir. Aciz vesikasının bir nüshası da her il merkezinde Adalet Bakanlığınca tespit edilen icra dairesi tarafından tutulan özel sicile kaydedilmek üzere bu icra dairesine gönderilir. Aciz vesikası sicili aleni olup ne şekilde tutulacağı ve hangi hususları içereceği Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle belirlenir.Bu vesika ile 105 inci maddedeki vesika borcun ikrarını mutazammın senet mahiyetinde olup alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir.

Alacaklı aciz vesikasını aldığı tarihten bir sene içinde takibe teşebbüs ederse yeniden ödeme emri tebliğine lüzum yoktur.Aciz vesikasında yazılı alacak miktarı için faiz istenemez. Kefiller, müşterek borçlular ve borcu tekeffül edenler bu miktar için vermeğe mecbur oldukları faizlerden dolayı borçluya rücu edemezler.(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./40. md.) Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Borçlunun mirasçıları, mirasın açılmasından itibaren bir sene içinde alacaklı hakkını aramamışsa, borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürebilirler.(Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./40. md.) Borçlu, aciz vesikasını düzenlemiş olan icra dairesine borcunu işlemiş faizleriyle birlikte her zaman ödeyebilir.

İcra dairesi ödenen parayı alacaklıya verir veya gerektiğinde 9 uncu madde hükümleri dahilinde bir bankaya yatırır. Borcun bu şekilde tamamının ödenmesinden sonra aciz vesikası sicilden terkin edilir ve borçluya borcunu ödeyerek aciz vesikasını sicilden terkin ettirdiğine dair bir belge verilir.

Aynı şekilde, icra takibi batıl ise veya iptal edilirse yahut borçlunun borçlu olmadığı mahkeme kararıyla sabit olursa ya da alacaklı icra takibini geri alırsa, aciz vesikası sicilden terkin edilir ve borçluya buna ilişkin bir belge verilir.”denildiği yine İİK’nun 16.maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir. ” denildiği somut olayda davacıya 24/06/2011 tarihinde hacze gidildiği, haciz sırasında hacze kabil mal olmadığından hacze son verildiği ve alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu Ömer Ç. adına aciz vesikası düzenlerek davalı alacaklıya verilmesinin icra müdürlüğünden 04/08/2011 tarihinde talep edildiği ve icra müdürlüğünce de 19/08/2011 tarihli olarak BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ VESİKASI’nın düzenlenerek davalı alacaklı Mehmet Salih S.’ye verildiği, Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesine 2011/554 esas sayılı dosya ile tasarrufun iptali davası açıldığı, bu dosyada satışın durdurulmasına yönelik tedbir kararı verildiği böylece araçlar üzerinde fiili haczin yapılamadığı, tapu ve trafik kayıtlarının incelendiğinde borçlunun adına kayıtlı taşınmazlar ile araçlar olduğu ancak bu taşınmazlar ve araçlar üzerinde haciz, yakalama olduğu Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2008/4002 esas, 2008/4853 karar sayılı ilamında da ” davalı tarafın mal varlığı olarak bildirdiği taşınmazların üzerinde pek çok sayıda haciz bulunduğu ve bir kısmının ipotekli olduğu, alacaklının sırasının ise arkalarda olduğu anlaşıldığına göre borçlunun borç ödemeden aciz olduğu kabul edilmelidir.” denildiği dosyamızda da borçlu davacı her ne kadar adına kayıtlı araçlar ile taşınmazları bildirerek borç ödemeden aciz vesikasının kaldırılmasını talep etse de borçlunun bildirdiği taşınmazlar ile araçlar üzerinde pek çok haciz olduğu taşınmazların birçok paydaşa ait olduğu, satılmasının güçlük arzettiği, araçlara fiili haciz yapılamadığı görülmekle bu durumda borçlunun borç ödemekten aciz içinde olduğunun kabul edilmekle icra işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

İİK’nın 105/2 143 ve 16 maddeleri gereğince şikayetin REDDİNE
Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
AAÜT’ye göre belirlenen 400,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde davacı tarafça yatırılan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı İİK’nun 363. Maddesi gereğince tefhim veya tebliğden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2012

Katip 134285

Hakim 33243

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment