İş hukuku alanında temel hedefimiz; İşçi-işveren ilişkilerini etkileyen güncel yasal mevzuat ve Yüksek mahkeme kararları ışığında en kısa zamanda müvekkillerimizin her türlü alacak ve haklarının takibi ve tahsili hususunda gereken hukuki desteği sunarak alacaklarının en kısa sürede tahsilini sağlamaktır.
-İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi,
-İşe alma ile ilgili hizmet sözleşmeleri hazırlanması,
-İşten çıkarılma sonucu Arabulucu faaliyetlerine katılma
-Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Fazla Mesai Yıllık İzin ücreti, Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücretler, Ödenmeyen Maaş Ücretleri, Hafta Tatili Ücretleri, İşçilik alacaklarının tahsili davalarının etkin bir şekilde takibi
-İşe İade Davaları,
-İş yerinde veya işyeri dışında işle alakalı olmak koşuluyla meydana gelen kazalardan ölüm ve yaralanma olaylarına bağlı Destekten Yoksun kalma, Sürekli Sakatlık, Beden Gücü Kaybı ve Manevi Tazminat taleplerine ilişkin davalar
-Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli Meslek hastalığına bağlı tazminat davaları
-İşçi ile işveren arasında her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesi konusunda etkin ve profesyonel hukuki destek hizmetleri ile Selim Hartavi I Avukatlık Bürosu hizmet vermektedir.
Kıdem tazminatı, işyerinde aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıl süre çalıştıktan sonra iş akdi sona eren veya emekliliği dolayısıyla işinden ayrılmak zorunda kalan işçiye, çalıştığı her tam yıl için 30 günlük brüt ücreti tutarında ödenen yasal bir haktır.
Kıdem tazminatı, 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun halen yürürlükte olan 14. maddesinde düzenlenmiştir. 4857 sayılı yeni İş Kanunu’nun geçici 6. maddesi ve 120. maddesi gereğince, kıdem tazminatı fonu kuruluncaya kadar 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi uygulanmaya devam etmektedir.
Yargıtay’a göre kıdem tazminatı; işverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paradır.
Medeni yargılama hukukumuzda avukatla temsil zorunluluğu bulunmamaktadır. Adli ve idari yargı mercilerinde davacı veya davalı sıfatı ile bireysel olarak her türlü işlem yapabilir, duruşmalarda bizzat hazır bulunabilirsiniz.
İş mahkemelerinde açılacak davalarda duruşmalara katılmaz veya geçerli bir mazeret de bildirilmediği taktirde mahkeme dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Bu durum hak kaybına sebebiyet verebilir.
Bu nedenle işçi alacaklarında uzman bir avukat ile davanın takip edilmesi hak kayıplarının önlenmesi bakımından dava açacak kişinin yararınadır. Dava açacak kişinin kendini bir avukat temsil ettirmesi halinde duruşmalara katılma zorunluluğu ortadan kalkar.
Hukuki ve teknik konularda gerekli bilgi ve teknik donanıma sahip olmadan hazır bulunulması veya arzuhalciler ile yetkisiz iş takipçileri kanalıyla yapılan iş ve işlemler ciddi hak kayıplarına sebep olabilir.
Hukuk davaları bakımından Avukatlık Ücreti değeri para ile ölçülebilen davalarda, dava değerinin %25 ini aşmamak koşuluyla bir limit belirlenmiştir.
Avukata yapılacak işin mahiyetine göre ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekalet veren arasında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen değerlerin altında kalmayacak şekilde peşin olarak veya sözleşme ile belirlenebilir.