BANKA HESABINDA BULUNAN PARA ÜZERİNE KONULAN HACZİN DÜŞMESİ

T.C

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

2010/25735

2011/4525

24.3.2011

PARA ÜZERİNE KONAN HACİZ (Yasada Boşluk Olduğundan Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Para Alacakları Yönünden Hacizden İtibaren Paranın İstenmesi İçin Gerekli Azami Süre Olarak Uygulanacağı)

PARA ALACAKLARINDA SATIŞ İSTENMESİ (Paranın Satılarak Paraya Çevrilmesinin Söz Konusu Olamayacağı – Yasada Boşluk Olduğundan Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Para Alacakları Yönünden Uygulanması Gereği)

BİR YILLIK AZAMİ SÜRE (Yasada Para Alacağı Üzerine Konulan Haczin Ne Kadar Süreyle Mevcudiyetini Koruyabileceği Yönünde Açıklık Bulunmadığı – Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Azami Süre Olarak Uygulanması Gereği)

2004/m.106110

ÖZET : Alacak ve para, menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK.nun 106.ve 110. maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK.nun l06. maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak uygulanması gerekir.

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammm 13.07.2010 tarih, 2010/6976-19136 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre iflas masası vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE;

2) Şikayetçi banka vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde;

Borçlunun üçüncü kişi Fortis Bank A.Ş. İzmir Ege Ticari Şubesindeki mevduatına 27.07.2006 tarihinde haciz konmuştur. İİK’nun “paraya çevirme” başlığını taşıyan 106 ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankadaki paraya konmuştur. Her ne kadar alacak ve para, menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK.nun 106.ve 110. maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK.nun l06. maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak uygulanması gerekmektedir. Somut olayda alacaklı banka, 04.07.2007 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, haczedilen paranın dosyaya gönderilmesi için talepte bulunmuş, icra müdürlüğünce de talep doğrultusunda üçüncü kişiye müzekkere yazılmıştır. Bu durumda alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirildiği görülmektedir. O halde belirtilen nedenlerle mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13.07.2010 tarih ve 2010/6976-19136 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 15,60 TL onama harcı alındığından mahsubuna bakiye, 2,80 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 24.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

SAHTE KİMLİK ÇEK ALMA BANKANIN SORUMLULUĞU

T.C.
ÇERKEZKÖY
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ                                                                                                GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO      : 2012/227
KARAR NO  : 2014/1184
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 20/04/2012
KARAR TARİHİ : 25/12/2014
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ: 12/01/2015

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından keşideci A. adına çek defteri düzenleyerek çek koçanları verildiğini, çek keşidecisi davalı banka tarafından verilen çek koçanlarının B 4531429 çek nolu çeki 05/09/2008 keşide tarihli olarak 12.600,00TL bedelle hamiline kesildiğini, çek keşidecisi tarafından çek keşide edilerek cirolar silsilesiyle müvekkiline intikal ettiğini, müvekkilinin bankaya çeki sorduğunda çekin doğruluğunu teyit ettiğini, çekin keşide günü olan ödeme gününde Türkiye Halk Bankası Dalaman Şubesine ibraz edildiğinde çekin ödenmediği gibi çek aslına da el konulduğunu, çek aslı çekin arkasına ” İş bu çekin sahte kimlik bilgileri ile şahıslar tarafından açılıp hesap üzerine keşide edilmiş olması nedeni ile işlem yapılmamıştır.” denilerek el konulduğunu, müvekkiline de üzerinde aslı gibidir kaşesi vurulmuş ve banka tarafından imzalanmış çek fotokopisinin verildiğini, yapılan işlemlerden dolayı müvekkilinin mağdur olduğunu, davalı bankanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, davalı bankanın hayali bir kişi adına çek keşide defteri vermiş olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.600,00TL’nin 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek reskont avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil bankanın dava dışı üçüncü kişi A. ‘ın talebi doğrultusunda çek hesabı açtığını, çek hesabı açılmadan önce, Çerkezköy 2. Noterliği 29/11/2006 tarih ve 12715 yevmiye nolu imza beyannamesi, ikametgah il muhaberi, nüfus cüzdanı, vergi levhası, Çerkezköy Ticaret Sicil Memurlğundan verilen Ticaret Sicil Tasdiknamesi, e-vergi levhası ve 11/12/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğini, sosyo ekonomik durum araştırması yapıldığını beyan ederek, gerekli özeni gösteren , yasa ve genelgelere uygun olarak düzenlenen belgelere dayanarak çek hesabı açan ve çek karnesi veren müvekkil banka aleyhine açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava ile ilgili olarak davaya konu çek ve çek hesabına ilişkin belgeler, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1970 sayılı soruşturma dosyası ve diğer deliller celp ve ibraz edilmiştir.

Tüm dosya kapsamına göre; davalı banka tarafından keşideci A. adına çek defteri düzenlenerek  çek koçanları verildiği, çek keşidecisinin davalı banka tarafından verilen çek koçanlarından B 4531429 çek nolu çeki 05/09/2008 keşide tarihli olarak 12.600,00TL bedelle hamiline kestiği, çek keşidecisi tarafından çek keşide edilerek cirolar silsilesiyle davacıya  intikal ettiği,davacının bankaya çeki sorduğunda çekin doğruluğunun teyit edildiği, davacı tarafından çekin keşide günü olan ödeme gününde Türkiye Halk Bankası Dalaman Şubesine ibraz edildiğinde çekin sahte kimlikli şahıslar tarafından açılan hesap üzerine keşide edilmiş olduğu gerekçesi ile bu durum çek arkasına yazılarak çek bedelinin ödenmediği,  banka tarafından çek aslına el konulduğu, davalı bankanın dava dışı üçüncü kişi A.ın talebi doğrultusunda çek hesabı açarken  Çerkezköy 2. Noterliği 29/11/2006 tarih ve 12715 yevmiye nolu imza beyannamesi, ikametgah il muhaberi, nüfus cüzdanı, vergi levhası, Çerkezköy Ticaret Sicil Memurlğundan verilen Ticaret Sicil Tasdiknamesi, e-vergi levhası ve 11/12/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin de dikkate alınarak çek hesabının  incelendiği  anlaşılmıştır.

Bankalar birer itibar ve itimat müesseseleri olup, tacir olmaları nedeniyle TTK.nun 20/f-2 hükmü icabı olarak her zaman basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olmalarının yanısıra çek hesabı açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar.Somut olayda her zaman basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken  davalı bankanın her en kadar  çek karnesi verilirken bir kısım belgeleri celp etmiş olsa da hesap sahibinin sosyo ekonomik durum araştırması yapılırken gerekli basiret ve itinayı göstermediği, böylece davacının çek bedeli kadar zararının oluştuğu anlaşılmış davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 12.600,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gereken 861,00TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazine yararına tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafından oluşan 60,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiğinden 1.512,00.TL nıspi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere  verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/12/2014

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME HÜKÜMLERİ UYARINCA AVAL VERENLER HAKKINDA ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ BONO NEDENİYLE ALACAK İSTEMİNDE BULUNULAMAZ

T.C
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
ESAS: 2018/2973
KARAR:2018/6785

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalıların davacıdan aldıkları borç para karşılığında davacıya 45.000.- TL tutarında senet verdiklerini, borcun ödenmemesi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2015/54 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davalıların davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davaya konu senedin düzenleme tarihinin 05/11/2008, ödeme tarihinin ise 20/04/2009 olduğunu, bononun zamanaşımına uğrayıp kambiyo vasfını yitirdiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalının zamanaşımı definde bulunduğu, davaya dayanak yapılan senedin vade tarihinden itibaren 3 yıl geçtiğinden zamanaşımına uğradığı, hamilin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde düzenleyenden talepte bulunabileceği, talep tarihi itibari ile sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 1 yıllık zamanaşımı süresi de dolduğundan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin dava zamanaşımı nedeni ile reddedildiğinden, şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu bononun incelenmesinde keşidecinin dava dışı …. Ltd. Şti. lehtarın davacı, davalılar … ve …’in ise aval veren oldukları anlaşılmıştır.Davacı ile dava dışı keşideci arasında temel ilişki olup sebepsiz zenginleşme hükümlerinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca aval verenler hakkında zamanaşımına uğramış bono nedeniyle alacak isteminde bulunulamaz. Yine aval verenlere karşı temel ilişkiye dayanılarak başvurulması mümkün değildir. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/12/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Yerel mahkemenin davayı ret gerekçesi doğru olmayıp, doğru değerlendirme Dairemizin bozma kararında gösterilmiştir.
Ancak yerel mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan gerekçesi düzeltilerek onanması gerekirken bozma yapılmasını doğru bulmadığımdan saygıdeğer çoğunluğun kararına bu yönden muhalifim. 20.12.2018

SENET DÜZENLENİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

SENET DÜZENLENİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Ticari yaşamın vazgeçilmez araçlarından biri olan ve Ticaret Hukuku’nda yer verilen Senet  sözlük anlamı olarak bir kimsenin ödemeye ya da yapmaya borçlu olduğu şeyi göstermek üzere imzalayıp ilgiliye (muhataba) verdiği belge olarak tanımlanmış olup çoğunlukla vadeli iş ve işlemlerde kolaylık sağlamak bu anlamda alacaklının yada borçlunun haklarının hukuki olarak ispatı noktasında önemli bir belgedir.

Ticari hayatın içinde çoğunlukla belirli bir vadeye bağlanmış alacağın güvence altına alınması veya bir işin görülmesi bakımından müstakbel alacakları teminat altına alan resmi bir belge hükmü taşımaktadır.

Bu anlamda Senetler düzenlenirken çoğu kere Kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesiyle senet adi bir belge mahiyetinde kabul edilmekte, bazı hak kayıplarına sebep olmaktadır. Bu itibarla öncelikle kambiyo vasfı üzerinde durmakta yarar vardır.

Kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi; Senet (Bono) bir ödeme vaadidir. Bu vaadin belirli bir tutar olması ve kayıtsız şartsız bedeli ihtiva etmesi gerekir. Eğer bononun içeriğinde şarta bağlı ibareler yer alırsa, bu takdirde bononun kıymetli evrak niteliği kaybolur. Adi yazılı belge olarak hüküm ifade etmeye devam eder.

Lehtarın ad ve soyadı; Bono kime veya kimin emrine ödenmesi kararlaştırılmış ise (lehdar) onun ad ve soyadını taşımalıdır. Lehdar tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı bonoda yer almalıdır. Lehdar ismini ihtiva etmeyen bono, ticari senet olma özelliğini yitirir. Unvanların kısaltılarak yazılması mümkündür ancak, unvan nev’i mutlaka belirtilmiş olmalıdır.

Bononun düzenlendiği yer ve tarih: Bonoda senedin düzenlendiği yer açıkca belirtilmelidir. Senedin düzenlendiği yer belirtilmemiş ise, senedi düzenleyenin isminin yanında yazılı olan yer düzenleme yeri sayılır. Bononun düzenlendiği günün bonoda yer alması gerekir. Tanzim tarihi bulunmayan bono kambiyo senedi olma vasfını kaybeder, adi senet hükmünü ifade eder.

İmza : Bonoyu ödeyecek olan şahsın imzasını taşımayan bono hiç bir şekilde hüküm ihtiva etmez.

Ödeme yeri; Bonoda ödeme yeri belirtilmelidir. Ödeme yeri belirtilmeyen durumlarda, düzenleme yeri ödeme yeri sayılır.

Bono veya emre muharrer senet kelimesi; Senet metninde Bono veya emre muharrer (emre yazılı) senet ibaresi yazılı olmalıdır. Senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmış ise, o dildeki bono karşılığı kullanılan kelimenin bulunması gerekir.

Vade; Bonoda yazılı bulunan tutarın ödeme gününü gösterir. Bonoda Vade belirtilmemiş ise görüldüğünde ödenir. Vadenin yazılmamış olması bono niteliğini ortadan kaldırmaz.

Yukarıdaki açıklamalara paralel olarak senetlerin ticari hayatın içerisindeki yeri düşünülerek SENET DÜZENLENİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLARI somutlaştırarak açıklamakta yarar görüyoruz.

  • Senet Senet üzerinde Rakamla ve yazıyla değer gösteren bölümlerine meblağ yazıldıktan sonra bu bölümlere gerek yazı gereksel rakamsal ilavelerin ve tahrifatların yapılmasını engellemek bakımından özellikle bitişik bir şekilde kapatma çizgileri ile kapatılması gerekmektedir. Senetlerin sıhhati ve sahteciliğin önlenmesi bakımından bu husus önemlidir. Kısaca bir örnek ile açıklayacak olursak; Senedin üst kısmında rakamsal tutarı gösteren “Türk Lirası” yazan kısımda”#100.000,00 TL#”  şeklinde “Yukarıda yazılı yalnız……. ” kısımda ise “Yukarıda yazılı yalnız……. #YÜZBİNTürkLirası#” şeklinde yazılarak kapatma çizgisiyle kapatılmalıdır.
  • Senedin ön kısmında yer alan alacaklı bilgileri olan ad ve soyadın bildirilmesi önemlidir. Özellikle takas mahsup iddialarına itirazlar bakımından yazılmasında yarar görüyoruz.
  • Senedin ön yüzünde senet bedelinin NAKDEN” veya “MALEN” şekilde belirtilmesi önemlidir. Nitekim MALEN kaydı mal karşılığında alındığını gösterir.
  • Senette herhangi bir ihtilaf çıkması, veya borcun ödenmemesi halinde icra takibinde yetkili olan İcra müdürlüğü veya mahkemelerin yetkisinin gösterilmesi gerekir “İhtilaf vukuunda …….” kısmına örnek olarak “İhtilaf vukuunda ŞANLIURFA” şeklinde olmasına dikkate edilmesi gerekir
  • Senet doldururken borçlunun veya kefilin adı, soyadı ve TC Kimlik Numarası’nı muhakkak kimlik ehliyet pasaport vs ile kontrol ederek huzurda imza atılması senedin takip ve tahsili bakımından son derece önemlidir.
  • Borçlu tarafından doldurulacak senette borçlu ve varsa kefilin adresini  muhakkak yazınız.
  • Senedin sağ alt köşesinde tarih yeri bulunmakta olup senedin düzenlendiği tarihi senette bildiriniz.
  • Senet Doldurulurken hem rakamla hem de yazıyla değer gösteren bölümlerin muhakkak doldurulması gerekir. Zira yazı ile rakam arasında çelişki bulunduğu taktirde yazıya itibar edileceği gözden kaçırılmamalıdır.
  • Senetlerde Çift İmza şart olmayıp tek imza yeterlidir. Lakin çoğunlukla sahte imzanın önlenmesi bakımından ve imzanın gerçekte imza sahibine ait olup olmadığının denetlenmesi bakımından önemlidir.
  • Senedi keşide tüzel kişilik (şirket) ise şirketin yetkili temsilcisinin (yetki belgesi kontrol edilerek) şirket kaşesinin üstüne imza atılması sağlanmalıdır. Şirket kaşesinin üstünde yer almayan imzalar şirket açısından bağlayıcı olmaz.
  • Senet muhtevasında ki yazıların mümkün mertebe borçlunun kendi eli ürünü (elyazısı) olması önemlidir.
  • Ödemesi yapılan senetlerin üzerine ödendiğine dair “İPTAL” veya “ÖDENMİŞTİR” şeklinde alacaklısına şerh düşürüp tahrif etmeden saklayabilir veya tamamen imha ediniz.
  • Tanımadığınız kişilerden ciro yoluyla senet almayınız. Senedi düzenleyen kişinin İmzasının sahte olması halinde aleyhinize senet miktarının %20 si oranında tazminata hükmedilebilir . Senetleri alacaklı ve borçlunun bulunduğu ortamlarda düzenleyiniz.
  • Verdiğiniz yada aldığınız senetlerin bir fotokopisini muhafaza ediniz.(Senedin kaybolması halinde senet üzerindeki bilgilerle hukuki yollara başvurma açısından önemlidir)
  • Borcunuzu ödedikten sonra aldığınız senetteki imzaların size ait olup olmadığını kontrol ediniz. (Kötüniyetli şahıslar imza örneklerinizi taklit ederek asıl senedi iade etmeyerek borcu mükerrer ödemek durumunda kalabilirsiniz)
  • Senet bir işin yapılması için ileriye yönelik teminat olarak verilmişse senedin üst kısmında ÖDEME GÜNÜ yerine muhakkak “TEMİNAT” senedi şeklinde şerh ve kayıt işleyiniz.
  • İmzalı boş senet vermeyiniz.(Hukuken açığa imza atan sonuçlarını kabullenmek zorundadır)

Faydalı olması dileğiyle

Av. Selim Hartavi

Exit mobile version