6136 SAYILI ATEŞLİ SİLÂHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN’A AYKIRILIK
T.C
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
2023/2484 E. , 2024/9115 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/37 E. 2021/32 K.
SUÇ : 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a aykırılık
KARAR : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Gölköy Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2021 tarihli talepnamesi ile hükümlü hakkında 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.600,00 TL ve 300,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılması talebine ilişkin Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli kararı ile talebin kabulü ile talepnamede belirtilen şekilde hükümlünün cezalandırılmasına karar verilmiş, bu kararın itiraz edilmeksizin usulüne uygun şekilde 09.03.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.05.2023 tarihli ve 2022/20027 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.07.2023 tarihli ve KYB-2023/62062 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.07.2023 tarihli ve KYB-2023/62062 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 3/1. maddesindeki “Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, gerekli şartların varlığı halinde her beş yılda bir yenilenir. Ruhsatlar verilirken ruhsatın geçerlilik süresi ve süre bitiminden itibaren en geç altı ay içinde ruhsatın yenilenmesi gerektiği kişiye tebliğ edilir. Beş yıllık geçerlilik süresini müteakip altı ay içinde ruhsatın yenilenmemesi halinde o silaha ait ruhsat başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, ancak Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirlenen idari para cezasının ödenmesi kaydıyla aynı şahıs adına tekrar ruhsata bağlanabilir.” ve aynı Yönetmeliğin 17. maddesindeki “Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16 ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.
Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Dosya kapsamına göre, sanığın 9.00 mm çapında ve T64****A000582 seri numaralı Canik 55 marka tabancasına 30/12/2014 tarihinden geçerli olmak üzere 26/08/2019 tarihine kadar bulundurma ruhsatı verildiği, söz konusu silahın ruhsat süresi dolması üzerine sanık tarafından yenileme işlemi yapılmadığından Ordu Valiliği’nin 04/03/2020 tarihli oluru ile silah ruhsatının iptal edildiği, iptal işlemini müteakip silahın 17/03/2020 tarihinde tutanak karşılığında kolluk personeli tarafından zapdedildiği ve 6 aylık süre içerisinde silahı devretmesi veya 6136 sayılı Kanun’un 6. maddesinde düzenlenen idari para cezasını ödemek suretiyle kendi adına ruhsat talebinde bulunabileceği hususunun sanığa tebliğ edildiği,
Sanığın, Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliği’nin 17/2. maddesi yollamasıyla 17/1. maddesi gereğince silahın zaptedildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde silah satın almaya hak kazanmış kişilere devredebileceği veya aynı Yönetmeliğin 3. maddesi uyarınca 6136 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen idari para cezasını ödemek suretiyle kendi adına yeniden ruhsat talebinde bulunabileceği, bu kapsamda 17/03/2020 tarihinden itibaren kolluk uhdesine geçen silah nedeniyle 6 aylık sürenin geçmesi neticesinde işlem yapılmayan bir halde söz konusu silah ile ilgili olmak üzere silahın adli makamlara intikal ettirilerek müsadere, idareye teslim vb. işlemlerimin yapılmasının sağlanacağı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gözetilmeden, talepnamenin reddedilerek soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de,
Mahkemenin yargılama sonucunda ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, 5271 sayılı Kanun’un 250/9. maddesinde yer alan “Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.” şeklindeki düzenleme uyarınca mevcut delil durumunun mahkumiyet kararı verilmesi gerektirdiği kanaatine varılıp varılmadığının kararda tartışılmadan, gerekçe gösterilmeksizin hüküm kurulmak sureti ile Anayasa’nın 141. ve 5271 sayılı Kanun’un 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılmasında, isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Hükümlü adına Ordu Valiliğinin 25.12.2014 tarihli oluru ile meskende bulundurma ruhsatlı silahının, ruhsat süresinin 26.08.2019 tarihinde sona erdiği, silahın ruhsat süresinin dolması üzerine hükümlü tarafından yenileme işlemi yapılmadığından Ordu Valiliğinin 04.03.2020 tarihli oluru ile silah ruhsatının iptal edildiği, iptal işlemini müteakip silahın 17.03.2020 tarihinde tutanak karşılığında kolluk personeli tarafından zapdedildiği ve 6 aylık süre içerisinde silahı devretmesi veya 6136 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde düzenlenen idari para cezasını ödemek suretiyle kendi adına ruhsat talebinde bulunabileceği hususunun hükümlüye tebliğ edildiği belirlenmiştir.
2. Hükümlü hakkında Gölköy Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2021 tarihli talepnamesi ile 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.600,00 TL ve 300,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılması talebine ilişkin Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli kararı ile talebin kabulü ile talepnamede belirtilen şekilde hükümlünün cezalandırılmasına karar verilmiş, bu kararın itiraz edilmeksizin usulüne uygun şekilde 09.03.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
3. a) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Ruhsatlar” başlıklı 3 üncü maddesi;
“Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, gerekli şartların varlığı halinde her beş yılda bir yenilenir. Ruhsatlar verilirken ruhsatın geçerlilik süresi ve süre bitiminden itibaren en geç altı ay içinde ruhsatın yenilenmesi gerektiği kişiye tebliğ edilir. Beş yıllık geçerlilik süresini müteakip altı ay içinde ruhsatın yenilenmemesi halinde o silaha ait ruhsat başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, ancak Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirlenen idari para cezasının ödenmesi kaydıyla aynı şahıs adına tekrar ruhsata bağlanabilir.”
b) Aynı Yönetmelik’in “Taşıma veya bulundurma hakkının kaybı” başlıklı 17 nci maddesi;
“Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16 ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.
Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”
c) 5271 sayılı Kanun’un “Seri muhakeme usulü” başlıklı 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası;
“(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir.” şeklinde düzenlenmiştir.
4. a) Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; yukarıda anılan Yönetmelik’in 3 üncü ve 17 nci maddelerinde öngörülen, yeniletilmeyen ruhsatın iptali ile silaha el konulup başkasına devrinin sağlanacağına ilişkin hüküm karşısında; 04.03.2020 tarihinde bulundurma ruhsatının iptaline karar verildiği, suç tarihinde devir tebligatı ile birlikte silahın zaptedildiği de dikkate alındığında, suç kastının bulunmaması nedeniyle eyleminde atılı suçun unsurları oluşmadığından hükümlünün beraatine ve silahın devir işlemlerinin yapılması için idareye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca talepnamenin reddine ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet ve müsadere kararı verilmesi,
b) Kabule göre de;
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34, 230 uncu maddeleri ve seri muhakeme usulünün uygulanmasına ilişkin olarak aynı Kanun’un 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.06.2019 tarihli ve 2018/16-573 Esas, 2019/466 Karar sayılı kararı uyarınca hükmün gerekçesinin, Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığa yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması ve 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinde yazılı hususları kapsaması gerekirken, bu kurallara uyulmaksızın gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2021/37 Esas, 2021/32 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2024 tarihinde karar verildi.