İLAMA DAYALI İHTİYATİ HACİZ TALEBİNDE TEMİNAT ARANMAZ

                     T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/670
KARAR NO : 2021/803

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : SAİT IŞIK (30220)
ÜYE : İMRAN İMAMGİLLER (37043)
ÜYE : MEHMET ÇOBAN (41963)
KATİP : ŞEYDA ÖZEV (128481)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2020/138 Esas- 2020/138 Karar

DAVACILAR : E.Ş
VEKİLİ : Av. SELİM HARTAVİ-[16958-59361-38738] UETS
DAVALI : D…… ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ – [25969-40775-51358] UETS
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
ESASA ALINMA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati haciz talep edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve ilgili dosya dairemize gelmiş olup, dosyanın inceleme aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olduğu anlaşılmış olmakla, dosya heyetçe incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İhtiyati haciz talep edenler vekili, davacıların Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/509 Esas, 2019/956 Karar sayılı dosyası ile aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlu davalılar aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminatın kabulüne karar verilerek toplam 177.905,86 TL maddi tazminata hükmedildiğini, 2004 sayılı İİK’nun 257 ve 258. maddeleri gereğince davalıların üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul ve gayrimenkul mallarının haciz muhafazası için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, %10 teminat karşılığında aleyhine ihtiyati haciz kararı istenilen borçluların 326.201,27 TL tutarındaki borcuna karşılık, borca yeter miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyaten haczine karar verilmiştir.

İhtiyati haciz talep edenler vekili, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ederek, İİK’nun 259. maddesindeki alacak bir ilama dayanıyorsa teminat aranmaz hükmü gereğince mahkemece ihtiyati haciz taleplerinin %10 teminat karşılığında kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir.

Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlu D…..AŞ vekili tarafından, ihtiyati haciz kararına itiraz edilerek ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiştir.

İlk derece mahkemesince, yapılan inceleme sonucunda, ” ihtiyati haciz talep edenler vekilinin ve aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu D…..AŞ vekilinin ihtiyati haciz kararına karşı itirazları yerinde görülmediğinden itirazlarının REDDİNE” karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, ihtiyati haciz talep edenler vekili tarafından, İİK’nun 259. maddesindeki alacak bir ilama dayanıyorsa teminat aranmaz hükmü gereğince mahkemece ihtiyati haciz taleplerinin %10 teminat karşılığında kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Dava, haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat talebine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkemece verilen ”İhtiyati hacze itirazın reddine” dair kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Geçici hukuki koruma kurumu ilan ihtiyati haciz İİK’nun 250. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

İİK’nun 257. maddesinde ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.

İİK.nun 258/2. maddesi gereğince, ”Ancak alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz” hükmü ile ihtiyati haciz kurumu açıklanmıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Haksız fiillerde haksız fiilin varlığına dair yaklaşık ispatın sağlanması halinde İİK 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilebileceği açıktır.

Somut olayda, ihtiyati haciz isteyenlerin desteği A…. Şeker’in 06/11/2012 tarihinde davalı D…..AŞ ‘a ait elektrik tellerine temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği, Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/549 Esas, 2019/956 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacılar yararına toplam 177.905,86 TL tazminata hükmedildiği, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, ancak İİK’nun 258/2. maddesi gereğince alacak bir ilama dayanıyorsa teminat aranmaz hükmü gözardı edilerek teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken mahkemece %10 oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru değildir.

İhtiyati haciz talep edenler vekilinin istinaf itirazı yerindedir.

Ancak tespit edilen bu hukuka aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında kararla, ihtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İhtiyati haciz talep edenler vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,

2-Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih, 2020/138 D.iş Esas, 2020/138 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARARLA; maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talep edenlerin İİK’nun 257 ve devamı maddelerindeki koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; aleyhine ihtiyati haciz istenen davalılar yönünden; asıl alacak, faiz ve yargılama gideri olmak üzere toplam 326.201,27 TL tazminat alacağının tahsili için teminatsız olarak davalıların menkul ve garimenkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ( talep edilen tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere ) İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,

4- Kararın infazı için ilk derece mahkemesince Gaziantep İcra Müdürlüğü’ne ibraz edilmek üzere kararın bir örneğinin imza karşılığı ihtiyati haciz isteyene verilmesine,

5-Kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde İİK 261. maddesi gereğince kararın infazının talep edilmemesi halinde İİK 261/1 m. gereğince ihtiyati haczin kendiliğinden kalkacağının bilinmesine,

6-Karar tebliği ve ihtiyati haciz infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

İstinaf Harç ve Giderleri

1-İhtiyati haciz talep edenlerden alınan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
2-İhtiyati haciz talep edenler tarafından karşılanan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 37,50 TL istinaf posta masrafı olmak üzere toplam 199,60 TL’nin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlulardan alınarak ihtiyati haciz talep edenlere verilmesine,

3-Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-f maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/05/2021

SAHTE DİPLOMA İLE EHLİYET ALMA- EHLİYETSİZ ARAÇ KULLANMA- RİZİKONUN TEMİNAT DIŞINDA KALMASI- İSPAT KÜLFETİ- BEKLETİCİ MESELE

T.C
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS:2016/18665
KARAR: 2017/11470 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R-

Davacı vekili; müvekkili şirkete ait olan … plakalı aracın, davalı … bünyesinde birleşik kasko sigortası ile sigorta ettirildiğini, aracın 177699911 nolu poliçe 21/03/2011-21/03/2012 tarihleri arasında davalı şirketçe teminat altına alındığını, 10/01/2012 tarihinde müvekkili şirkete ait araç dava dışı araç sürücüsü …’in kontrolünde seyir halinde iken aracın motor kısmının aniden alev alması üzerine aracın yanmaya başladığını, yapılan tüm müdahalelere rağmen aracın tamamen yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığınca 2012/132 sayılı soruşturma dosyasının açıldığını, müvekkili şirket tarafından kaza tarihi itibariyle davalı şirkete ihbarda bulunduğunu, ancak bu güne kadar herhangi bir ödemenin müvekkiline yapılmadığından bahisle; meydana gelen kaza sonucu müvekkili şirketin tamamen yanan … plakalı aracının sigorta bedeli 55.000,00-TL tazminatın ihbar tarihi olan 10/01/2012 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili; öncelikle davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, araç sürücüsü …’in …nolu ehliyetinin yapılan sorgulamada sürücü belgesinin iptal edildiğinin tespit edildiğini, dava konusu tazminat talebinin ehliyetsiz araç kullanılması sebebi ile teminat kapsamı dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, dava dışı sürücünün sürücü belgesinin iptal edildiği, sürücü belgesinin gerçekte var olmadığının bildirilmesi üzerine sürücünün sahte belgelerle sürücü belgesi aldığı anlaşıldığından ehliyetinin daimi olarak iptal edildiği, sürücü belgesi olmadan araç kullandığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, kasko sigorta sözleşmesi gereğince; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Dava konusu olayda; davacı şirkete ait ve davalı … şirketi tarafından kasko sigortalı araç, 10/01/2012 tarihinde dava dışı araç sürücüsü …’in kontrolünde seyir halinde iken aracın motor kısmının aniden alev alması üzerine yanmış ve tamamen kullanılamaz hale gelmiştir. Davacı şirket davalı kasko sigorta şirketinden; yanan aracın sigorta bedeli olan 55.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Davalı … şirketi ise; araç sürücüsü …’in ehliyetinin iptal edildiğini ve dava konusu tazminat talebinin ehliyetsiz araç kullanılması sebebiyle teminat kapsamı dışında kaldığını iddia etmektedir.

Taraflar arasındaki çekişme, dava konusu araç sürücüsü …’in olay tarihinde sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı, dolayısıyla da zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1. maddesine göre; gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, TTK.’nun 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve TTK.’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)

Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılan alacak istemine ilişkindir.

Kasko sigorta Poliçesi Genel şartlarının A/5 maddesinde 10 bent halinde sigorta teminatı dışında tutulan haller sayılmıştır. Taşıtın KTK hükümlerine göre gerekli sürücü belgesi olmayan kimselerce kullanılması nedeniyle zararlar da teminat dışında kalan haller arasında gösterilmiştir.2918 Sayılı KTK’nun 36 vd.maddeleri uyarınca gerekli ehliyetnameye sahip olmayan kişi tarafından aracın kullanılması sırasında oluşan zararlar teminat dışındadır. Ayrıca taşıtı kullanan kişinin ehliyetinin o taşıtı kullanmaya uygun ehliyetli olması gereklidir.

Somut olayda, … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/57 sayılı dosyasında; 67 sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı yargılama yapıldığı, davanın henüz derdest olduğu, bu davada; davacı şirkete ait aracın sürücüsü olan …’e ait sürücü belgesinin de sahteliğini içeren iddianame kısımları olduğu, sürücü … kendi beyanlarında; ilkokul terk olduğu için diploması bulunmadığını, dava dışı Kemal adında bir şahsın kendisine yardım ederek sahte diploma alıp bunun üzerine sürücü belgesi aldığını belirttiği, ayrıca …’in sürücü belgesi …’den alınıp Türkiye’de tebdil edildiği anlaşılarak … ile yapılan yazışmada sürücü belgesinin …’e ait olmadığı belirtildiği ancak buna ilişkin yargılamanın henüz devam ettiği anlaşılmaktadır.

Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.

Buna göre;somut olayın özelliği itibariyle maddi vakıanın, özellikle sürücü belgesinin sahte olup olmadığının tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz etmektedir. Bu nedenle sözü edilen ceza davasının sonucu ve kesinleşmesi beklenmeli, tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 11/12/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi

EHLİYETSİZ ARAÇ KULLANMA VE İSTİAP HADDİNDEN FAZLA YÜK VE YOLCU TAŞIMA- KAZA SALT VE MÜNHASIRAN BU NEDENLERLE MEYDANA GELMEDİĞİNDEN ZARARIN TAZMİNİ GEREKİR

T.C

YARGITAY

17.HUKUK DAİRESİ

ESAS:2015/19398

KARAR: 2018/9993

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının maliki olduğu, müvekkiline zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün, sürücü belgesiz ve istiap haddini aşmak suretiyle seyri sırasında araçta yolcu olarak bulunan dava dışı …’ın öldüğünü, ölenin hak sahiplerine müvekkilince ödeme yapıldığını, ödenenin rücuan tahsili amacı ile aşlatılan takibe davalının itiraz ettiğini açıklayıp itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; gerçekleşen riziko ile istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşıma ile ehliyetsiz araç kullanma arasında uygun nedensellik bağının bulunmadığı, kazanın salt ve münhasıran bu nedenlerle meydana gelmediği, zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerin dava konu olayda söz konusu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, zorunlu trafik sigortası sözleşmesine dayalı tazminat alacağının rücuen tahsili istemine ilişkin olarak başlatılan … takibine itirazın iptali davasıdır.
Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı karayolları trafik yasasının 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B-4.maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra … sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi … ettirenine rücu edebilir.

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.4.maddesinde … şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller sayılmıştır. B.4.e maddesinde ise; tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tesbit edilmiş olan istiab haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise … şirketinin sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı yasanın 3. maddesinde ise traktörün; belirli şartlarda römork ve yarı römork çekebilen, ancak ticari amaçla taşımada kullanılmayan tarım araçlar olduğu, istiap haddi(Taşıma sınırı Kapasitesi)nin; bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı veya yolcu sayısı olduğu belirtilmiştir.

Taşıtın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşınması sırasında meydana gelen zararların teminat dışı kabul edilebilmesi için, riziko ile istiap haddinden fazla yük yada yolcu taşıma arasında uygun “nedensellik bağı”nın bulunması ve kazanın salt bu nedenle meydana gelmesi gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, davacıya trafik sigortalı, davalıya ait, istiap haddi 1 kişiden ibaret olan zirai traktör niteliğindeki, davalı sürücünün kendisine ait traktör ile düğüne gittiği, düğün dönüşünde müteveffa ile kardeşlerinin köye gelmek için davalının traktörüne bindikleri, traktöre davalı sürücü haricinde 3 kişinin bindiği, traktörün sağ arka kısmına …’ın, sol tarafına ise … ile müteveffa …’ın bindiği, seyir halinde iken müteveffanın traktörden düştüğü, araç sürücünün ve araçta bulunan diğer yolcuların müteveffanın traktörden düştüğünü bir süre fark etmedikleri ve müteveffanın traktörde olmadığını anladıklarında ve geriye baktıklarında müteveffanın yerde yaralı vaziyette yattığını gördükleri, müteveffanın olay yerinde vefat etmiş olduğu, ceza yargılamasında alınan rapora göre davalı sürücünün 2918 sayılı Yasanın 84. maddesinde yer alan sürücülere ait diğer kusurlar ile ve aynı Yasanın 65/1-a maddesinde düzenlenen taşıma sınırı üzerinde yolcu almak kuralını ihlal ettiği, müteveffanın da aynı kanunun yolculara ait Kod 4’te belirtilen taşıt dışında “çamurluk vs.” seyahat etmek kuralına aykırı davranışı nedeniyle olayda kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır.

Olayda ölenin hak sahiplerine davacı tarafından 23.498,38 TL destekten yoksunluk tazminatı ödenmiş, aracın istiap haddinin aşılması ve sürücünün ehliyetinin bulunmaması nedeniyle sigortalıya rücu hakkının doğduğu gerekçesiyle davacı tarafından … ettiren aleyhine başlatılan takibe itiraz nedeni ile açılan eldeki davanın yargılaması sonucunda yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

2918 sayılı ….nun 65/a maddesinde taşıma sınırı üstünde yolcu alınması yasaklanarak aykırı davranışlar yaptırıma bağlanmış, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 131. maddesinde “Lastik Tekerlekli Tarım Traktörlerinin Karayolunu Kullanmaları ve Yük ve İnsan Taşıması Esasları” düzenlenmiş, Karayolları Motorlu araçlar … Genel Şartlarının sigortacının işletene rücu hakkı başlıklı B.4.e maddesinde de “…tazminatı gerektiren olayın … yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması… ” yüzünden meydana gelmiş ise sigortacının işletene rücu edebileceği belirtilmiştir.
Olayda; müteveffanın istiap haddi 1 yolcu olan ve yolcu taşımaya müsait olmayan traktörün çamurluğu üzerine oturduğu, traktörden düşerek vefat ettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Mahkemece hükme esas alınan raporda; gece vakti, traktörün sol çamurluğunun önündeki demir üzerinde ayakta yolcu olarak bulunan müteveffanın bulunduğu yerden düşmesi ile sol arka tekerin üzerinden geçtiği, sürücü ve kaza esnasında araçta çamurluk üzerinde yolcu olarak bulunan tanık ifadelerine göre sürücünün her hangi bir sevk ve idare hatası bulunmadığı, her ne kadar araçta istiap haddi üzerinde yolcu bulunmakta ise de, bu durumun kazanın oluşumuna etkisi olmadığı, kazanın nizamlara aykırı şekilde araç dışında traktörün solunda demir üzerinde ayakta yolculuk eden müteveffanın dengesini kaybedip düşmesi ve traktörün sol arka tekerinin üzerinden geçmesi ile meydana geldiği bu haliyle sürücü belgesi bulunmamasının kazanın oluşumunda etken olmadığı, aynı şekilde her ne kadar istiap haddi üzerinde yolcu taşımakta ise de, söz konusu husussun kazanın oluşumunda etkisi bulunmadığı, kazanın müteveffanın bulunduğu yerden dengesini kaybederek düşmesi ile meydana geldiği belirtilmiştir. Mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.

Mahkeme hükmünün gerekçesinde sürücünün ehliyetinin bulunmaması ve istiap haddinden fazla yolcunun taşınmasının kazaya etkileri tartışılmış ise de davalı işletenin, yönetmeliğin anılan hükümlerini ihlal edip etmediği, 2918 sayılı yasanın 65/1-a maddesine aykırı hareket edip etmediği, yönetmeliğin 131. maddesine göre de yasaklanan eylemlerin söz konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, trafik sigortası genel şartlarının 4-e maddesinde belirtilen “…yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması…” maddesine göre müteveffanın ölümü ile yasaklanan şekilde araçta taşınması arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve tartışılmamıştır. Buna göre mahkemece anılan hususlarda araştırma yapılarak müteveffanın yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda, traktörün demir ayaklığı üzerinde taşınmasının davacı sigortanın davalı … ettirene rücu hakkını doğurup doğurmadığının tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version