İCRA TAKİBİNDEN ÖNCE ALACAKLIYA YAPILAN ÖDEME- İCRA EMRİNİN İPTALİ-HESAPTAN PARA ÇEKİLMEMİŞ İSE İCRA TAKİBİ YAPMAKTA HAKLI OLDUĞU VE BU DURUMDA DA ASIL ALACAĞA FAİZ VEKALET ÜCRETİ VE İCRA MASRAFI YÜRÜTÜLEBİLECEĞİ

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas: 2014/15142
Karar: 2015/18936
Tarih: 22.10.2015

ÖZET : Borçlu, itiraz dilekçesinde takip açılmadan önce alacaklının hesabına yapılan ödemelerin dikkate alınmamış olması sebebi ile yapılan ödemelerin yeniden hesaplanarak yeni bir icra emri düzenlenmesine karar verilmesini istemiş olup alacaklı ise yapılan ödemelerin bir kısmında açıkça takip konusu borca ilişkin olduğuna yönelik açıklamanın bulunmadığını, kısım kısım ödemeler şeklinde şirket hesabına aktarıldığına ilişkin bilgilerin taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını bildirip yapılan ödemelerin şirket hesabından yetkili kişilerce çekilip çekilmediğinin araştırılmasını talep etmiştir. Bu durumda alacaklı vekilinin beyanında belirttiği üzere şirket hesabı ile ilgili banka hesap hareketlerine ilişkin ekstrelerin istenerek, dekontlara uyan ödemelerin hesaptan çekilip çekilmediği hususu araştırılarak takipten önce hesaptan para çekildiğinin anlaşılması durumunda icra takibi yapılmasının haklı olmadığı, hesaptan para çekilmemiş ise icra takibi yapmakta haklı olduğu ve bu durumda da asıl alacağa faiz, vekalet ücreti ve icra masrafı yürütülebileceği düşünülerek gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece; icra dosyasına mahsuben şerhi taşımayan belgelerle yapılan ödemelerin inkar edildiği kabul edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, müvekkili aleyhine başlatılan takipte icra emrinin 02.05.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, 10.06.2011 tarihinde 5.000,00 TL, 01.07.2011 tarihinde 5.000,00 TL ve 21.03.2012 tarihinde ise 7.050,00 TL’nin alacaklının hesabına havale edilmesine rağmen ödemeler dikkate alınmadan icra emrinin tanzim edildiğini belirterek icra emrinin iptali ile yapılan ödemeler hesaplanarak yeni bir icra emri düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; dosyaya sunulan banka dekontlarından sadece 21.03.2012 tarihli “E. K. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/81” açıklama şerhli 7.050,00 TL ödemenin takibe konu borçla ilgili olduğu, 7.050,00 TL’nin mahsubu ile 8.262,33 TL bakiye tazminat alacağının bulunduğu ve İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5055 Esas sayılı dosyasında çıkartılan icra emrinin dayanak İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/153 Esas, 2011/81 Karar Sayılı ilamına uygun olarak düzenlenmediği gerekçeleriyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İİK’nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.

Somut olayda; icra takibinin dayanağı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.11.2011 gün ve 2009/153 Esas, 2011/181 Karar sayılı tazminat ilamında 10.000 TL tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir. Borçlu icra emrinin tebliği üzerine icra mahkemesine başvurusunda bu ilama yönelik 10.06.2011 tarihinde 5.000,00 TL, 01.07.2011 tarihinde 5.000,00 TL ve 21.03.2012 tarihinde ise 7.050,00 TL ödeme yaptığını, bu nedenle borcu bulunmadığından icra emrinin iptalini talep etmiştir.

Alacaklı vekili cevap dilekçesinde, yapılan ödemelerin bir kısmında açıkça takip konusu borca ilişkin olduğuna yönelik açıklamanın bulunmadığını, kısım kısım ödemeler şeklinde şirket hesabına aktarıldığına ilişkin bilgilerin taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını bildirip yapılan ödemelerin şirket hesabından yetkili kişilerce çekilip çekilmediğinin araştırılmasını talep etmiştir.

Bu durumda alacaklı vekilinin beyanında belirttiği üzere şirket hesabı ile ilgili banka hesap hareketlerine ilişkin ekstrelerin istenerek, dekontlara uyan ödemelerin hesaptan çekilip çekilmediği hususu araştırılarak takipten önce hesaptan para çekildiğinin anlaşılması durumunda icra takibi yapılmasının haklı olmadığı, hesaptan para çekilmemiş ise icra takibi yapmakta haklı olduğu ve bu durumda da asıl alacağa faiz, vekalet ücreti ve icra masrafı yürütülebileceği düşünülerek (6098 sayılı T.B.K’nun 100. maddesi de göz önünde bulundurularak) gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

Mahkemece; icra dosyasına mahsuben şerhi taşımayan belgelerle yapılan ödemelerin inkar edildiği kabul edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

FRANCHİSİNG SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI ALACAĞIN TAHSİLİ- İCRA TAKİBİ- İNKAR TAZMİNATI

T.C
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS:2017/246
KARAR:2018/7932

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … (KAPATILAN) 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … (Kapatılan) 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/03/2016 tarih ve 2012/176-2016/68 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 11/12/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı-karşı davacı vekili Av….dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tatlı sektöründe “tatlıcı tombak” markası ile faaliyet gösterdiğini, faaliyetini kendi açtığı şubeler vasıtası ile üçüncü şahıslara franchise vermek sureti ile devam ettiğini, davalı … ve … ile müvekkili arasında 31/07/2007 tarihinde franchise sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’nun ise bu sözleşmenin müşterek müteselsil kefili olduğunu, buna göre … ili … ilçesi, … Belediyesi, …Mevkii 265-… Ada ve parsel E blok zemin katta bulunan 9 nolu dükkanın …gıda tarafından işletileceğini, bu dükkanın kira sözleşmesinin … Nakliyat Medikal …Dersane İth.İhr.San.Tur.ve Tic.Ltd.Şti ile müvekkili arasında akdedildiğini, davalıların mecuru alt kiracı olarak kullandıklarını, davalıların kira bedelinin yanı sıra, genel giderler olarak bilinen su, elektrik, doğalgaz, reklam katılım payı gibi giderlerden de sorumlu olduklarını, davalıların 2008 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve devam eden aylarına ilişkin kira bedellerini ve elektrik, su, doğalgaz gibi ortak katılım paylarını ödemediklerini, davalıların bu borçlarını ödemedikleri için müvekkilinin asıl kiraya verenin icra takibine muhatap olduğunu, bunun üzerine davalıların aleyhinde … 8. İcra Müdürlüğünün 2009/20977 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu idida ederek, itirazın iptalini, takibin devamını ve %40’dan az olmamak üzere davalıların kötü niyet tazminatına mahkumiyetlerini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekillerinden …’ın huzurdaki davada pasif husumet ehliyeti bulunduğunu, davacı yanın haksız ve hukuka aykırı iddialarının dayanağı olan franchise sözleşmesinin, davacı ile müvekillerinden şirket arasında akdedildiğini, müvekkili … tarafından kendi adına akdedilmiş bir franchise sözleşmesi olmadığını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/296 D.İş sayılı dosyası ile 30/05/2008 tarihinde alışveriş merkezinin durumu hakkında tespit yapıldığını, rapora göre inşaatın halen devam etmekte olduğunu, inşaat bitmeden de müşterinin gelmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığını, tespit ortada iken icra takibinin kötü niyetli olarak, müvekillerini zarara uğratma amacı ile yapıldığını iddia ederek, asıl davanın reddini, davacı-k.davalının %40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16.100,00 TL tutarındaki depozito alacağı ve şimdilik 1.000,00 TL franchise bedeli olmak üzere toplam 17.100,00 TL tutarındaki alacığın, franchise sözleşmesinin konusuz kaldığı tahliye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-k.davalıdan tahsilini talep va karşı dava etmiştir.
Mahkemece, Franchise sözleşmesine konu yerde davalı yanın kiracı olarak bulunduğu beş aylık dönemde aylık 4.567 USD + KDV olmak üzere her ay faturalanacak kira bedelinin üçüncü bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda tablo halinde belirtildiği ve Mart 2008 ile Temmuz 2008 tarihleri arasında toplam kira tutarının 33.934,36 TL olduğu, bu miktardan, her ne kadar karşı davada talep konusu edilmiş ise de, kira için verilen depozitonun kira ilişkisinin sonlanması sebebiyle alacak bedelinden düşülmesi gerektiğinden, 16.100,00 TL depozito bedeli ile 2.624,23 TL tahsilat düşüldüğünde, bakiye kira bedelinin 15.210,13 TL olduğu, bu miktara beş aylık dönem için genel gider toplamı olarak bildirilen ve dosyada belgeleri mevcut olan 3.819,53 TL ilave edildiğinde, takipte istenebilir asıl alacak miktarının davalılar …Gıda Şirketi ve … yönünden 19.029,66 TL olduğu ve davacı tarafından … 2. Noterliğince düzenlenen ihtarnamenin davalı yana tebliğ tarihi olan 05/09/2008 tarihinden yani temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının da 3.622,56 TL olduğu, toplam alacağın ise 22.692,22 TL olduğu anlaşıldığından, itirazın tespit edilen bu miktar üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, ödenecek miktar belli olduğu halde davalı yanın icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiği anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi gereğince 7.611,86 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, karşı dava yönünden ise, yukarıda belirtildiği üzere depozito miktarı asıl davaya konu kira alacağından mahsup edildiğinden, bu davada taleple ilgili yeniden karar verilmesine gerek olmadığından ve icra takibine başlanıldığı sırada ya da dava açıldığı sırada franchise sözleşmesinin feshine ilişkin herhangi bir talep ve durum mevcut olmadığından, karşı davada bu yönde bir talep de bulunmadığından, ödenen bedelin iadesi ile ilgili talebin ise bu aşamada reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davalılar vekilinin 24/11/2016 tarihli dilekçesine hasren yapılan temyiz incelemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.587,97 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version