VEKİL İSTİFA ETMİŞ OLSA DA YAPILAN TEBLİGAT GEÇERLİ OLUP İSTİFA EDEN VEKİLİN VEKİLLİK GÖREVİ İSTİFANIN MÜVEKKİLİNE TEBLİĞİNDEN İTİBAREN İKİ HAFTA BOYUNCA DEVAM EDECEĞİNDEN TEMYİZ SÜRESİ İŞLEMEYE DEVAM EDER

T.C
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS:2018/464
KARAR: 2018/4515

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın … yönünden kabulü ile diğer davalılar yönünden davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesiyle davalılardan …’nın malik ve sürücüsü olduğu 33FC 853 plakalı araç, 14/07/2006 tarihinde %75 oranında kusurlu hareketi ile müvekkili şirketin … sayılı kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarparak kazaya karışmasına- hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalılardan … Lojistik Taş.Tur. Acenta Hiz. San.ve Tic. Ltd’nin malik …’in sürücüsü olduğu … sayılı kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kazaya karışmasına ve hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalı … Lojistik Taş.Tur. Acenta Hiz. San.ve Tic. Ltd’nin Karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi diğer davalı …Ş. tarafından düzenlendiği için, ilgili sigorta şirketi de poliçe limiti miktarınca sorumlu olduğunu, sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle müvekkil şirket … plakalı araç malikine kaska sigortacısı olduğundan ceman 42.831,00 TL ödendiğini, davalıların mezkur kazada %100 kusurlu olmaları sebebiyle hasar tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından ödenen 37.081,00 TL hasar bedelinin araç maliki ve sürücülerinin kusurları oranında ve diğer sigorta şirketinin sigorta poliçesi limiti oranında kaza tarihinden itibaren TC. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara
uygulandığı, reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalılardan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Genel Sigorta A.Ş. vekili yazılı beyanda bulunarak davanın müvekkili şirket bakımından reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir .
Davalılardan … Lojistik Taş. Tur. Acenta Hizmetleri San Ve Tic. Ltd. Şti vekili yazılı beyanda bulunarak iş bölümü itirazı itirazının kabulü ile dosyasının Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalılardan … vekili kendisini vekil ile temsil ettirmiş, 31.01.2013 tarihli celse de davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ve kusursuz olduklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece davalı … yönünden davanın kabulü ile diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme hükmü, davalı … vekiline 08.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … vekili aynı gün tarihli mahkemeye verdiği dilekçe ile müvekkili ile uzun zamandır görüşmediğini belirterek vekillikten istifa ettiğini söyleyip, 08.11.2017 tarihinde tebligatı mahkemeye iade etmiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından davalı asil …’a yeniden tebligat çıkarılmış, 16.12.2017 tarihinde davalı asile tebligat yapılmıştır. Davalı … tarafından başka bir avukata vekaletname verilerek bu yeni vekil tarafından 29.12.2017 tarihinde ilam temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Vekilin İstifası” başlıklı 82/1. maddesinde; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği hükme bağlanmıştır. Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanununun 41. maddesinde de; belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı … vekil ile temsil edilmiş, mahkeme ilamı vekile 08.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, aynı gün vekil 08.11.2017 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa etmiş olsa da vekili olarak yapılan tebligat geçerli olduğundan ve istifa eden vekilin vekillik görevi istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta boyunca devam edeceğinden dolayı vekile 08.11.2017 tarihinde yapılan tebliğ tarihinden itibaren temyiz süresi işlemeye başlamıştır.
Davalı … vekili tarafından, HUMK.’nun 437. maddesinde öngörülen yasal süre geçirildikten sonra 29.12.2017 tarihinde ilam temyiz edildiğinden dolayı, Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine, 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ASİLE VEKİLİNİN İSTİFASI HUSUSU TEBLİĞ EDİLMEDİĞİ SÜRECE VEKİLİN GÖREVİ DEVAM EDECEĞİNDEN SÜRELERİN İŞLEYECEĞİ

T.C
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
ESAS:2016/14076
KARAR: 2018/6134

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davalı … Birleşik San. Dış. Tic. A.Ş’ye gerekçeli karar ve davacı tarafın temyiz dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre davalı asile tebliğ edilmiş ise de; yargılama sırasında davalı vekilinin vekillikten istifa ettiği, mahkemece istifa hususunun ihtaratlı olarak davalı asile tebliği yapılırken tebligatın iade olunduğu, bu haliyle istifa hususunun asile bildirilemediği görülmektedir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 41.maddesi gereğince; “Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder….” Temyiz tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81. madde hükmü de aynen; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 18. maddeleri, HMK’nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu 41.maddeleri uyarınca; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, asile yapılan tebligat hüküm ifade etmez. Dosyanın incelenmesi neticesinde; davalı asile, vekilinin istifası hususunun tebliğ edilemediği ve davalı vekilinin eldeki dava bakımından vekilliğinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle yukarıda belirtilen yasal hükümler çerçevesinde davalı asile vekilinin istifa dilekçesinin usulen tebliği ile Avukatlık Yasasında belirtilen onbeş günlük sürenin beklenmesi ve akabinde duruma göre gerekçeli karar ile davacının temyiz dilekçisinin tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

VEKİLİN İSTİFASI ASİLE TEBLİĞ EDİLMEDİĞİ SÜRECE GEÇERLİ BİR İSTİFA BULUNMADIĞINDAN GEREKÇELİ KARARIN VEKİLE TEBLİĞİ GEREKTİĞİ

T.C
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
ESAS:2017/13536
KARAR: 2018/14098

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosya içeriğinden davalı vekilinin vekillikten istifa ettiği ve ancak istifa dilekçesinin davalıya tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. HMK 82. maddesinin 1. fıkrasının “İstifa eden vekilin vekalet görevi,istifasının müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.Davalı vekilinin istifası davalı şirkete tebliğ edilmediğinden geçerli bir istifa söz konusu değildir.Bu nedenle gerekçeli kararın, davalı şirket vekiline tebliğ edilerek, gerekli usuli işlemler tamamlandıktan sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

VEKİLİN İSTİFASI DURUMUNDA YENİ TARİHLİ VEKALETNAME SUNULMADAN HÜKMÜ TEMYİZ EDEMEYECEĞİ

T.C
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS: 2015/15937
KARAR: 2018/8961

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı yanın müvekkili olan sigorta şirketine başvurarak … plakalı aracın, … poliçe numarası ile 29/03/2008 – 29/03/2009 tarihleri arasında sigortalandığını, sigortalı aracın 08/06/2008 tarihinde müvekkillerinin murisi … kasten çarparak vefatına yol açtığını, ölümden kaynaklanan zararın tazmininin talep edildiğini, müvekkil şirkete bu şekilde yapılan başvuru sonucu 15/04/2013 tarihli destekten yoksun kalma tazminatı aktüerya raporu gereğince … için 85.643,43 TL, … için 947,65 TL … için 2.183,64 TL, … için 3.707,44 TL ve … için 7.307,54 TL olmak üzere toplam 99.789,00 TL tazminat tutarının müvekkilince 13.05.2013 tarihinde davalılar vekili Av. …’e ödendiğini, ceza dosyası ve belgeler incelendiğinde olayda kullanılan aracın … plakalı araç değil, … plakalı aracın olduğunun tespit edildiği, kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olmamasına rağmen davalılara sehven ödendiği anlaşılan toplam 99.789,00 TL’nin ödeme tarihi olan 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müvekkil davacıya verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 99.789,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. … tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Hükmün davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. … tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece davalılar vekili olduğunu bildiren Av. …’in 03/03/2015 tarihli dilekçe ile davalıların vekilliğinden istifa ettiği, istifa dilekçesinin davalı asillere 16/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli kararın davalılara 21/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz talebinde bulunan davalılar vekilinin istifası ile vekilliğinin sona erdiği, yeni vekaletname sunmadan temyiz talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığı, bununla beraber yasal süre geçtikten sonra temyiz talebinde bulunulmuş olduğu gerekçesi ile HMK 366-346 maddelerine göre temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu ek karar da davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin, davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. …’in temyiz istemi hakkında temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin 05/06/2015 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanması gerekmiştir.

2-)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;

a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı tarafından, davalı tarafın dava açılmadan evvel temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

b)Dava, davacı … şirketi tarafından borçlu olunmayan meblağın sehven ödenmesi nedenine dayalı istirdat davasıdır. Kazaya ilişkin kayıtların incelenmesinden ve karşılıklı uyumlu taraf beyanlarından anlaşıldığı ve mahkemenin de kabulü olduğu üzere davaya konu kazaya karışan araç; … plakalı ve davacı … şirketine sigortalı bulunmayan bir araç olmasına rağmen ceza mahkemesi kararında sehven kazaya karışan aracın plakasının … olarak yazılması neticesinde davacı … şirketine bu plaka bildirilerek yapılan başvuru, sigorta şirketi tarafından buna göre değerlendirilmiş ve plakası yanlış yazılan araç kendi şirketine sigortalı olduğundan, gerçekte borçlu olmadığı halde, davalılara ödeme yapılmıştır. Bu durumda, davalıların davaya konu meblağı gerçekte borçlu olmadığı halde davacı şirketten tahsil ettiği sabittir. Davacı dava açmakta haklı bulunarak davası kabul edilmiş fakat davacı tarafından yapılan yargılama gideri kendi üzerinde bırakılmış, yine davası kabul edilmiş olmasına rağmen lehine karar tarihinde AAÜT’ne göre hesaplanması gereken nispi vekalet ücreti hükmedilmemiştir.

Bu durum usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. …’in temyiz isteminin reddine ilişkin 05/06/2015 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. …’in temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın ONANMASINA, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (3) nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına yerine; “3- Davacı tarafından yatırılan 1.704,15 TL peşin harcın, davacı tarafından yapılan 90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.794,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine; hüküm fıkrasının (4) nolu bendinden sonra gelmek üzere hükme; “5- Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 10.383,12 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde yeni bir hüküm fıkrası eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version