TAZMİNAT NEDİR
Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedel, zarar ödencesi olarak tanımlanmıştır. Tazminat bir başka deyişle zarar görenin zararlarının giderilmesi amacıyla zarara sebebiyet veren tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir.
Tazminat kendiliğinden doğan bir borçtur.
Tazminat davaları; sorumluluğun tespiti ve zararın belirlenmesi açısından titizlikle takip edilmesi gereken davalardır.
Tazminat talebinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi, tanık dinlenmesi, belge araştırma işlemlerinin yapılması gerekir.
Tazminat davası sürecinin iyi yönetilmesi dava sonucunda elde edilecek tazminat miktarının daha yüksek miktarda zarar görenin lehine belirlenmesini sağlayacaktır.
Destekten yoksun kalma tazminatı olarak da ifade edilen maddi tazminat davası iki duruma göre değerlendirilir;
a) Ölüm durumunda ölenin yaşı, en son aldığı ücret, kusur oranı ile geride kalan destek görenlerin pay oranları dikkate alınarak hesaplama yapılmaktadır.
b) Sürekli sakatlanmaya neden olacak şekilde yaralanma varsa zarar görenin yaşı, en son aldığı ücret, kusur oranı maluliyet oranı dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır.
Yargıtay tarafından kişinin kalıcı sakatlıkları nedeniyle oluşan beden gücü kaybı nedeniyle, gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi, tazminatın gerekeceği kabul edilmekte ve bu, “güç (efor) kaybı tazminatı” diye adlandırılmaktadır.
c) Eğer kişi kalıcı bedensel zarara uğramışsa buna “sürekli işgöremezlik”, sakat kalmamış olup da geçici olarak bir süre çalışamamış veya belli bir süre tedavi görmüş ve iyileşme süreci geçirmişse buna “geçici işgöremezlik” denilmekte, bunun süresine göre tazminat istenebilmektedir.
Manevi tazminat davası için belirli bir ölçüt veya hesap yöntemi bulunmamaktadır.
Ülkemiz Hukuk sisteminde Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararların karşılanmasını da amaç edinmemiştir. tazminatın takdiri yapılırken zarar görenin kusur oranı, paranın alım gücü, tarafların mali durumları, yaşı, mesleği, olayın vehameti ve caydırıcılık unsuru vb. gibi kriterler göz önünde bulundurularak hakim tarafından takdir edilir.
Bu yüzden benzer olaylarda dahi “takdir” edilen manevi tazminat tutarları arasında birbirinden farklı miktarlara hükmedildiği ülkemiz hukuk sisteminin bir gerçeği haline gelmiştir.
Şanlıurfa Avukat Özellikle Trafik Kazaları, İş Kazaları ve Tazminat Hukuku Kapsamında kalan her türlü davalarda hem hukuki danışmanlık hem de avukatlık hizmeti vermektedir. Selim Hartavi | Avukatlık Bürosu Şanlıurfa Tazminat Avukatı olarak; Şanlıurfa Trafik Kazaları avukatı ve Şanlıurfa İş Kazası avukatı olarak uzman ve tecrübeli avukat kadromuz ile tüm Türkiye genelinde hizmet vermekteyiz.
TAZMİNAT HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Boşanma Nedir?
Boşanma, evliliğin kanunda sayılan sebeplere dayalı olarak açılan dava sonucunda evlilik birliğinin hakim kararı ile hukuken ve fiilen sona ermesi olarak ifade edilebilir.
Boşanmaya ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (“TMK”) 161 ve 166. maddeleri arasında ele alınmıştır.
Boşanma Davası Açmak İstiyorum Ne? Yapmam Lazım
Boşanma aşamasında olan çiftlerin ilk aklına gelen sorulardan biri de bu hassas süreçte ne yapmaları gerektiğidir.
Boşanma konusunda tarafların hakları ve sorumlulukları konusunda kulaktan duyma pek çok yanlış bilgiler verilmektedir.
Boşanma davalarında özellikle tarafların evlilik birliği içerisinde yaşadığı sorunlar ve olaylar karşısında hak ve yükümlülükleri değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle başka bir şahsın boşanma davasında elde ettiği olumlu/olumsuz sonuçlar dava açacak olan kişide bir önyargı oluşturabilmektedir. Bu konuda başka şahıslar tarafından verilen tavsiyeler yerine mümkün olduğu kadar uzman boşanma avukatından hukuki destek almak ve bunun sonucunda görüşmeye göre avukat tercih etmektir.
Boşanma hukuki bir süreç olduğu kadar psikolojik ve sosyal bir süreçtir.
İyi boşanma avukatı, içinde bulunduğunuz hukuki süreci değerlendirirken karşılaşacağınız psikolojik ve sosyal zorlukları da göz önünde bulundurabilmelidir.
Boşanma davaları diğer davalardan farklıdır. Kişilerin özel hayatını doğrudan etkileyen özel davalardır.
Evlilik birliğinin sona erdirilmesi aşaması olarak kabul edilen boşanma tarafların bu süreçten sonraki hayatı açısından bir dönüm noktası oluşturur.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nda boşanma oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu yüzdendir ki, Aile hukukunu ilgilendiren boşanma davalarında taraflar ve çocuklar bakımından hassas yaklaşımlarla aile kavramına zarar vermeyecek, çocukların geleceğini ve üstün menfaatini zedelemeyecek şekilde uygun çözümler üretilmesi gerekmektedir.
Evlilik birliği temelinden sarsılmış, ve müşterek hayatın yeniden tesisi mümkün olmadığı gibi evliliğinde devam etmesinde tarafların ve çocukların ortak bir menfaati de kalmamış ise bu durumda Boşanmanın kaçınılmazdır.
Boşanma sürecinin doğru yönetilmesi ve sonuçlandırılması için boşanma konusunda uzmanlaşmış avukatların yardımı ile davaların takip edilmesi, yasal hakların temini için hayati öneme sahiptir.
Nitekim boşanma davası sürecinde mağduriyet yaşamanız yani hukuki desteğinizin olmaması boşanma sonrasındaki hayatınızda kötü bir dönem başlangıcı olacaktır.
Boşanma avukatının boşanma davalarında başarılı olması için, mevzuata hakim olması, yargısal içtihatları takip etmesi, boşanma davalarında boşanma avukatının sahip olması gereken en önemli kriterlerdir. Ayrıca boşanma ve aile hukuku alanında uzun yıllara dayanan deneyim, şüphesiz bu sürecin yönetilmesinde fayda ve kolaylıklar sağlayacaktır.
Boşanma Hukuku kapsamında Özel Boşanma nedenlerine dayalı davalar ile Çekişmeli (Şiddetli geçimsizlik) Boşanma davaları, Anlaşmalı Boşanma, Babalık davası, Nafaka ve Nafakanın artırılması talepleri, Boşanmaya bağlı Maddi ve Manevi Tazminat davaları ile Boşanma sonucunda Mal Rejiminin Tasfiyesi davaları etkin ve profesyonel hukuki yardıma en çok ihtiyaç duyulan dava türleridir.
Çekişmeli Boşanma davası, hem boşanma kararı verilmesinin hem de tazminat ve nafaka gibi mali taleplerin tarafların kusur durumuna göre belirlendiği bir dava türü olup bu nedenle özel hukuk alanında özellikle aile hukuku davaları konusunda uzmanlaşmış avukatların yardımı ile davaların takip edilmesi hakların temini açısından önemlidir.
Boşanma Davasına Hangi? Avukat Bakar
Avukatlık Mesleğini icra etmek için baroya kayıtlı olmak şarttır. Baroya kayıtlı Avukatların farklı alanlardaki davalara bakmasının önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Boşanma davalarında baroya kayıtlı olan tüm avukatlar boşanma davalarına bakabilir.
Boşanma avukatı; Evlilik birliğinin hukuken ve fiilen sona erdirilmesi aşaması olarak kabul edilen boşanma davalarını kapsayan davalara bakan avukattır.
Boşanma avukatı, eşler arasındaki uyuşmazlığın aile hukukunun temel ilkelerine uygun bir şekilde çözülmesini sağlamak, boşanma ve boşanma süreci içerisinde yer alan nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi işlemleri hukuki yollarla çözmeye çalışmak, davasını üstlendiği tarafın boşanma davası sürecinde tüm hak ve menfaatlerini korumaya yönelik iddia ve savunmaları delilleriyle birlikte yasal süreleri içerisinde yargı makamlarına sunmaktan ibarettir.
Boşanma avukatları, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen aile hukuku alanında uzun yıllar çalışan, bilgi, birikimi ve emeği sonucunda uzmanlaşan kişilerdir.
Boşanma davaları hem hukuki hem psikolojik olarak yorucu, yıpratıcı davalardandır. Boşanma öncesinde kişinin haklarının bilincinde olmaması onu psikolojik olarak daha da yıpratabilir bu yüzden boşanma avukatı size bu anlamda hem hukuki hemde psikolojik olarak destek verebilir.
Boşanma avukatı ile boşanma sebeplerinin yüzyüze ayrıntılı ve mümkünse aile mahremiyetine uygun bir ortamda gerçekleştirilmesi, ve evlilik birliği içerisinde yaşanan olumlu/olumsuz tüm olayların açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir.
Boşanma Davalarında Hakimin Yükümlülüğü
Boşanma davasında hakimin tarafsızlığı diğer davalardan farklıdır. Zira TMK m. 169 hâkimi, boşanma davası açılmakla eşlerin ve çocukların geçimine, barınmalarına, malların yönetimine ilişkin tedbirleri resen almakla yükümlü tutmuştur. Bu da ancak ekonomik ve sosyal gücü elinde tutan taraftan alınıp zayıf olana verilmekle mümkündür. Silahların eşitliği prensibi de bunu gerekli kılar.
Uygulamada bu, çoklukla tedbir nafakası olarak adlandırılan bir miktar paranın güçsüz olan tarafa verilmesi şeklinde gerçekleşir. Aksi halde kişi sırf dava açma hakkını kullandığı için mağdur edilmiş olur. Kuşkusuz bu yükümlülük, tarafın yerine geçip delil toplamayı gerektirmez.
Selim Hartavi I Avukatlık Bürosu; 19 yılı aşkın mesleki tecrübesiyle Şanlıurfa'da Aile Hukuku alanında özellikle Boşanma davalarında ve Mal Rejiminin Tasfiyesi davalarında Hukuki danışmanlık ve Avukatlık hizmeti sunmaktadır.
TAZMİNAT DAVALARI
BOŞANMA SEBEPLERİ
Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Bu sebepler genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır.
BOŞANMADA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Nedir?
Boşanmada maddi ve manevi tazminat, evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesi neticesinde, boşanmada kusursuz olan tarafın kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Şartları Nelerdir?
Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilmesi için; talep eden tarafın kusursuz ya da diğer taraftan daha az kusurlu olması gerekir. Maddi ve manevi tazminat davası, boşanma sebepleri konusunda kusursuz veya daha az kusurlu tarafça aşağıdaki hallerde karşı talep edilebilir:
Tazminat talep eden tarafın boşanmaya sebep olan vakıalar sebebi ile mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenmişse (maddi bir zarara uğramış), maddi tazminat talep edebilir.
Kişilik haklarına bir saldırı vuku bulmuş ise manevi tazminat talep edebilir (MK 174).
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Davası Nasıl Açılır?
Boşanmaya sebep olan vakıalar sebebi ile maddi ve manevi tazminat davası; boşanma davasının dava dilekçesiyle ya da bu davaya karşı davalı tarafından verilecek cevap dilekçesi ile açılabilir. Maddi ve manevi tazminat davası boşanmanın fer’i niteliğinde bir talep (ek talep) olduğundan dava dilekçesi ya da cevap dilekçesi ile talep edilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu şekilde, yani boşanma davası dilekçesiyle veya cevap dilekçesiyle, talep edilen maddi ve manevi tazminat için ayrıca harç alınmaz.
Dava ya da cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen maddi ve manevi tazminat talepleri, boşanma davası devam ederken de ayrı bir dava şeklinde açılabilir. Bu durumda ya davaların birleştirilmesine ya da boşanma davasının tazminat davası için bekletici mesele yapılmasına, yani boşanma davası bittikten sonra tazminat davasına devam edilmesine karar verilir.
Boşanma davasındaki vakıalar sebebi ile dava dilekçesinde ya da cevap dilekçesinde talep edilemeyen maddi ve manevi tazminat talepleri boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava şeklinde de açılabilir. Bu şekilde açılacak davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre davalının ikametgahı mahkemesi olacaktır. Ayrıca bu şekilde açılacak davalar nispi harca tabi olacaktır.
Tarafların eşit kusurlu olduklarının mahkemece tespit edilmesi durumunda tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etme hakları bulunmamaktadır.
Boşanma Davasında Maddi Tazminat Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Mahkeme, kusursuz ya da daha az kusurlu olan eş lehine maddi tazminata hükmederken öncelikle tazminat talep eden tarafın mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenip zedelenmediğini tespit edecektir.
Boşanmda maddi ve manevi tazminat davasında “mevcut ve beklenen menfaat” şu anlama gelmektedir:
Taraflar evlenince evlilik dolayısı ile bazı menfaatler elde eder ya da elde etme ihtimalleri oluşur. Örneğin; erkek eşin, kadının geçimini sağlama, tarafların birbirlerinin sigortasından yararlanmaları, eşinin mirasından yararlanma ihtimali vardır. Boşanma sebebi ile bu menfaatlerden mahrum kalacak olan kusursuz ya da daha az kusurlu taraf diğer taraftan uygun bir maddi tazminat talep edebilir. Hakim mevcut ya da beklenen menfaatleri değerlendirirken, tarafların yaşlarını, evlilik sürelerini, sosyal ve ekonomik durumlarını, sosyal güvenliklerinin olup olmadığını, yeniden iş bulma ya da yeniden evlenebilme ihtimallerini dikkate alır.
Hakim maddi tazminat miktarını belirlerken;
Tarafların ekonomik ve sosyal Durumlarını,
Fiilina ağırlığı ve kusur derecelerini,
Paranın alım gücünü,
İhlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamını,
Hakkaniyet ilkelerini göz önünde bulundurur.
Maddi anlamda durumu çok iyi olan taraf ile durumu kötü olan tarafın ödeyecekleri tazminat miktarı aynı olmaz. Aynı şekilde özel boşanma sebeplerinden birisinin varlığı (örneğin; zina, suç işleme, terk, hayata kast vs.) sebebi ile ağır (%100) kusurlu olan taraf ile genel boşanma sebeplerine göre kusurlu olan tarafın ödeyecekleri tazminat miktarı da aynı olmayacaktır.
Hakim, maddi tazminatın toplu olarak ya da irat (örneğin, aylık ödeme) şeklinde ödenmesine karar verebilir. (MK 176) İrat şeklinde ödenmesine karar verilen maddi tazminat, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölmesi ile kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın resmi olarak evli olmamasına rağmen fiili olarak başkası ile karı koca hayatı sürmesi ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda mahkeme kararı ile kaldırılabilir. (MK 176)
Boşanma Davasında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?
Boşanmaya sebep olay olaylar sebebi ile kişilik hakları saldırıya uğrayan eş kusurlu olan diğer eşten uygun bir tazminat isteyebilir. (MK 174/2)
Boşanma davasındaki manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın bozulan ruhsal dengesini telafi etmek ve manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır.
Boşanma davasında manevi tazminatın irat şeklinde ödenmesine karar verilemez (MK 176/2). Manevi tazminat, toplu olarak ve tek seferde ödenmesine karar verilir.
Hakim manevi tazminat miktarını belirlerken, tazminat hukukunun genel esaslarının yanında tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, kusur ve derecesini, orantılılık ilkesini göz önünde bulundurur. Hakimin hükmedeceği tazminat miktarının bir tarafı zenginleştirmemesi gerektiği gibi diğer tarafı da fakirleştirmemesi gerekir.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Davası Yargıtay Kararları
Eşit Kusurlu Eş Lehine Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilemez
Yapılan soruşturma ve toplanan delilerden; davacı kadının “eşinden soğuduğunu, onu istemediğini, boşanırım annemin evine giderim sonra da evlenirim , çocuk senden değil, çocuk şu anda babasının yanında, babası sen değilsin” dediği, davalı erkeğin ise eşini aşağıladığı, annesinin evlilik birliğine müdahalesine tepkisiz kaldığı, müşterek çocuğu kaçırdığı sabittir. Her ne kadar mahkemece davalı erkeğin, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı da kabul edilmiş ise de; davacı kadının bu iddiasını sunduğu delillerle ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata karar verilemez ( TMK m. 174/2 ). Durum böyleyken; mahkemece, davalı erkeğin daha ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. HD. - 2016/9871 Karar).
Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek ağır kusurlu bulunmuş ve buna bağlı olarak davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat talepleri kabul edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. O halde, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden, erkeğin ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. HD. - 2016/9490 Karar).
Daha Az Kusurlu Eş Lehine Maddi Tazminata Hükmedilmelidir
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıklarıyla katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarıyla kusurları ve hakkaniyet ilkesi (T.M.K. Md. 4 T.B.K. madde 50 ve 52) dikkate alınarak davalı (kadın) yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir (Yargıtay 2. HD - Karar: 2014/18194).
Feragat Nedeniyle Reddedilen Davadan Önceki Olaylar Affedilmiş Sayılır
Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki tarafın davası kabul edilip, boşanma kararı verilmiş ise de; toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının 12.12.2011 tarihinde açtığı boşanma davasından 27.12.2011 tarihinde feragat ettiği. 2.7.2013 tarihinde ise eldeki boşanma davasını açtığı, feragat sebebiyle reddedilip kesinleşen davadan sonra tarafların barışıp bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı kadın, önceki boşanma davasından feragat etmekle, o davadan önceki olayları affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamıştır. O davadan sonra davalı-karşı davacı erkekten kaynaklanan boşanmayı gerektirir somut bir olayın varlığı da kanıtlanmamıştır. O halde, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-karşı davalı kadın tam kusurludur. Gerçekleşen bu durum gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı erkeğin maddi tazminat ( TMK m. 174/1 ) talebinin reddedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. HD. - 2016/9289 Karar).
Maddi Tazminat Kararının Ölçütleri
Davalı-karşı davacı kadın kazanç kaybı ile mevcut ve beklenen menfaat kaybı olarak toplam 1.000.000 TL. maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalı-karşı davacı kadının bu talebinin ne kadarının Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında olduğu, ne kadarının kazanç kaybına yönelik olduğu açıklattırılmadan ( HMK m. 31 ) ve kazanç kaybına yönelik bölüm için nispi harç ikmal ettirilmeden davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. HD. - 2016/8834 Karar).
Maddi Tazminat ile Mal Paylaşımı Davası Farklı Davalardır
Davalı kadının cevap dilekçesindeki 500.000 TL maddi tazminat isteği, davacı erkeğin sattığı taşınmazların bedellerinden kendi payına düşen miktara ilişkindir. Bu istek boşanmanın fer’isi olan maddi tazminat (TMK m. 174/1) kapsamında değildir. Davalı kadın tarafından harcı yatırılmak suretiyle bir dava veya karşılık dava da açılmamıştır. Bu istekle ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. HD. - 2016/4000 Karar).
Tazminat Davasının Kısmen Kabulü Halinde Avukatlık Ücreti
Boşanmanın fer’i niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminatın kısmen kabulü veya kısmen reddi halinde karşı tarafa vekalet ücreti takdir edilemez. Bu sebeple davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. HD - 2016/8309 Karar).
Boşanmada maddi ve manevi tazminat davası; kusurun ve tazminat miktarının belirlenmesi, netice olarak tarafların elde edeceği tazminat miktarının hesaplanması noktasında önemli özellikler arz eden bir dava türü olduğundan bir avukat aracılığıyla takip edilmesinde hukuki yarar vardır.