ARAMA KARARINDAN BELİRTİLEN SAATTEN ÖNCE ARAMA YAPILMASI -HUKUKA AYKIRI ARAMA

TC
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
2024/8417 E. , 2025/41 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/2752 E., 2024/1651 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanması

Sanık hakkında kurulan hükmün, yapılan ön inceleme neticesinde temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 5271 sayılı CMK’nın 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesince sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
4. Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
5. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,
6. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, İlişkindir.

III. GEREKÇE

Alınan istihbari bilgi üzerine sanığın adresinde ve müştemilatında Cumhuriyet savcısı tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında 13.12.2023 saat 23.00 ile 14.12.2023 saat 01.30 arasında arama yapılabilmesi için yazılı arama emri verildiği halde, 13.12.2023 tarihli arama tutanağına göre söz konusu adreste 13.12.2023 günü saat 21.00 sıralarında arama işlemine başlanılıp saat 22.55’de arama işleminin bitirildiğinin anlaşılması karşısında; arama işleminin arama emrinde belirtilen saatlerden önce yapılarak suça konu maddelerin ele geçtiği, ikametin CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde aranmadığı, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen maddenin “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusu bulunmaması nedeniyle suçun unsurları oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca takdîren Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.01.2025 tarihinde karar verildi.

UMUMA AÇIK YERLERE YAKIN ARAÇ İÇERİSİNDE UYUŞTURUCU (EROİN) MADDE TİCARETİ

TC
YARGITAY
20. Ceza Dairesi
2018/5682 E. , 2018/5255 K.

“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER :
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi-Sayısı : 08.11.2018-10 -2017/60227
İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 02/10/2018 tarih, 2018/73 esas ve 2018/3924 karar sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : … Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
03/10/2017 tarih, 2017/1447 esas ve 2017/1202 karar
İtiraza Konu Olan Sanıklar : 1-)…
2-)Ferhan Can
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2017 gün ve 2017/145 esas 2017/180 karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK’nın 188/3-4-a,b, 62 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmiş ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu… Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 03.10.2017 gün ve 2017/1447 esas-2017/1202 karar sayılı kararı ile düzeltilerek esastan reddedilmiştir.
Hüküm sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 02/10/2018 tarihinde 2018/73 esas ve 2018/3924 karar sayılı ilamı ile sanıklar hakkında verilen hükümlerin, üye … ve üye …’ün karşı oyu ve oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında; “Suç tarihinde sanık …’ın şoförü olduğu ve diğer sanık …’ın sağ ön koltukta oturduğu 81 EA 804 plakalı aracın, mahkemece yapılan keşifte de belirlendiği şekilde TCK 188/4.b maddesinde sayılan okul, hastane gibi eğitim ve tedavi merkezlerinden olan … Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine yürüme mesafesi olarak 145 metre uzaklıktaki 2040. Sokakta park edildiği, daha sonra bu aracın yanına kullanıcı …’in …. plakalı aracı ile gelip, kendi aracından indikten sonra sokak üzerinde bulunan ve sanıkların içinde bulunduğu araca binerek arka koltuğa oturduğu ve bu araçta sağ ön koltukta bulunan şahısla aralarında birşeyler alıp verdikten sonra bu araçtan inerek kendi aracına binip gittiği, kolluk görevlilerince durdurulduğu sırada aracın ön koltuğunda görülen senet kağıdına sarılı vaziyetteki 2 adet daralı 0,60 gr. net 0,036 gr. ağırlığındaki eroin içeren maddeyi kolluk görevlilerine verdiği, daha sonra eroin satışı yapılan… plakalı araçtaki sanıklar … ve …’ın da araçla … . Sokaktan hareket ettikleri sırada
./..

yakalandıkları, Cumhuriyet Savcısından alınan yazılı arama emrine istinaden yapılan aramada, sanık …’ın üzerinde daralı ağırlığı 1,5 gram gelen eroin ve 90 TL para ile aracın torpido gözünde daralı ağırlığı 0,50 gram gelen eroin, uyuşturucu madde paketlemede kullanıldığı değerlendirilen alüminyum folyo, sigara paketi içerisinde bir adet metal renkli makas ve uyuşturucu madde paketlemede kullanıldığı değerlendirilen bir senet kağıdı ele geçirilmiş ve el konulmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda,…. . Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/145 esas 2017/180 karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri sabit görülerek, satılan maddenin eroin olduğu ve satış yapılan yerin TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın olduğu, TCK 188/4.a ve b. fıkralarının birlikte ihlal edildiği kanaatiyle uygulama yapılarak ceza verilmiş ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu… Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2017/447 Esas 2017/1202 karar sayılı kararı ile düzeltilerek esastan reddedilmiştir.
Sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerinin sübutu konusunda ihtilaf yoktur. Ancak sayın çoğunluk uyuşturucu madde alışverişinin aracın içinde yapılması sebebiyle umumi yer olmadığından TCK 188/4.b maddesinin uygulanamayacağından bahisle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermiştir. Oysa uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde yapılması halinde bu maddenin uygulanması gerekmektedir. Sanıklar … ve … suçta kullandıkları … plakalı aracı TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden daha yakın mesafade bulunan ve umumi yer niteliğinde olan … Sokak üzerine park ederek yanlarına gelen kullanıcı …’e eroin maddesi satmışlardır. Burada satışın araç içerisinde yapılmış olması, satış yapılan yerin umumi yer olmadığı sonucunu doğurmaz. Zira otomobil hareket eden bir araçtır ve sanıklar kendi iradeleriyle bu aracı söz konusu yere park edip burada satış yapmışlardır. Başka bir ifade ile satış yaptıkları tezgahlarını eğitim ve tedavi kurumu olan… Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine 145 metre mesafedeki umumi yer olan yola kurup bu şekilde uyuşturucu madde satışı yapmışlardır. Aksi düşüncenin kabulü, sanığın aracını okulun bahçesine veya tam karşısına park edip araç içerisinde öğrencilere uyuşturucu madde satması halinde TCK 188/4.b maddesinin konuluş amacına aykırı olarak umumi yer sayılmayıp bu madde uygulanmaması sonucu doğurur ki, bu halde TCK 188/4.b maddesinin uygulama alanı çok daraltılmış olur. Uyuşturucu madde satılan yer TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerin bitişiğindeki evin içi olsa idi, burada evin yeri değiştirilemeyeceğine göre ve evin içi de umumi yer olmayacağından TCK 188/4.b maddesi uygulanamazdı. Ancak olayımızda olduğu gibi, araç hareket eden ve yeri değiştirilebilen bir vasıta olduğundan ve bir nevi uyuşturucu madde satışı yapılan tezgah olarak kabul edilmesi gerektiğinden, satış yapılan aracın park edildiği yerin TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi yer olması halinde, artık burada TCK 188/4.b maddesinin uygulanması gerekir.” şeklindeki gerekçeyle itiraza binaen temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına, itiraz yerinde görülmez ise dosyanın Yüksek Yargıtay Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir.
./..
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR:Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde görülmediğine,
2-5271 sayılı CMK’ nın 308. maddesinin 2. fıkrası uyarınca itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, üye … ve üye …’ün karşı oyu ve oyçokluğu ile, 19.11.2018 tarihinde karar verildi.

(K.O)
(K.O)

KARŞI OY;

Dairemizin 02.10.2018 tarih, 2018/73 esas ve 2018/3924 karar sayılı hükmünde belirttiğimiz gerekçelerle itirazın kabulü görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.

CAMİ KARŞISINDA ARAÇ İÇERİSİNDE UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ

TC
YARGITAY
20. Ceza Dairesi
2019/595 E. , 2020/3905 K.

“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi-Sayısı : 02/03/2019 tarih ve KD/10-2018/19796
İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 15/01/2019 tarih, 2018/4162 esas ve 2019/337 sayılı kararı.
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05/02/2018 tarih, 2018/100 ve 2018 175 sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında İnegöl Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu 12/10/2017 tarihinde 2017/140 esas ve 2017/154 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05/02/2018 tarih, 2018/100 ve 2018 175 sayılı kararı ile esastan reddedilmiştir.
Hüküm sanık ve müdafii tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 15/01/2019 tarih, 2018/4162 esas ve 2019/337 sayılı karar ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında;
“Suç tarihinde sanık …’nın Bursa ili İnegöl ilçesinde … plakalı aracı ile uyuşturucu sattığı ihbarını alan güvenlik güçlerinin sanığı ve aracını takibe alıp, sanığın Çardak Camiinin karşısında aracının durdurduğu ve aracın içerisine aldığı haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılan …, … ve …’e uyuşturucu madde sattığı ve bu şekilde suçun sübut bulduğu konusunda sayın çoğunluk ile aramızda ihtilaf yoktur. Ancak; sayın çoğunluk uyuşturucu madde alışverişinin aracın içinde yapılması sebebiyle umumi yer olmadığından TCK 188/4-b maddesinin uygulanmayacağından bahisle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermiştir. Oysa uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde yapılması halinde bu maddenin uygulanması gerekir.
Olayımızda sanık … aracının TCK 188/4-b maddesinde sayılan caminin karşısına park ederek aracın içerisine aldığı kullanıcılara uyuşturucu madde satmıştır. Burada satışın araç içerisinde yapılmış olması, satış yapılan yerin umumi yer olmadığı sonucunu doğurmaz. Zira otomobil hareket eden bir araçtır ve sanık kendi iradesi ile aracı caminin karşısına park edip satış yapmıştır. Başka bir ifade ile uyuşturucu satışı yaptığı tezgahını caminin karşısına kurup satış yapmıştır. Aksi düşüncenin kabulü sanığın aracını okulun yada caminin veya TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlerin bahçesine veya tam karşısına park edip araç içinden uyuşturucu madde satması halinde TCK 188/4-b maddesinin konuluş amacına aykırı olarak umumi yer sayılmayıp bu maddenin uygulanmaması sonucunu doğurur ki, bu halde TCK 188/4-b maddesinin uygulama alanı çok daraltılmış olur. Uyuşturucu madde satılan yer TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerin bitişiğindeki evin içi olsa idi, burada evin yeri değiştirilemeyeceğinden ve evin içi de umumi yer olmayacağından TCK 188/4-b maddesi uygulanmazdı. Ancak bu olayda olduğu gibi araç hareket eden ve yeri değiştirilebilen bir vasıta olup bir nevi uyuşturucu madde satışı yapılan tezgah olarak kabul edilmesi gerektiğinden, satış yapılan aracın park edildiği yerin TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi yer olması halinde, artık burada TCK 188/4-b maddesinin uygulanması gerektiği halde aksinin kabulü ile bozma kararı verilmesi usul ve yasalara aykırıdır.” denilerek temyize konu hükmün onanması talep edilmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE,07/07/2020 tarihinde, sayın başkan … ve sayın üye …’ün karşı oyları ile oyçokluğuyla karar verildi.

(K.O.) (K.O.)

KARŞI OY;

15/01/2019 tarihli ilamda karşı oy gerekçemizde belirtilen hususlar doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi ve dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi yönündeki çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyoruz.

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ- HUKUKA AYKIRI ARAMA

TC
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
2024/9437 E. , 2025/1168 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/2116 E., 2024/2037 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün düzeltilerek onanması

Sanık hakkında kurulan hükmün, yapılan ön inceleme neticesinde temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesince sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Delillerin hukuka uygun olarak toplandığına, elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağına,
3. Yeterli delil bulunmadığına, suça konu uyuşturucu maddenin kullanım sınırlarında kaldığına,
4. Arama kararının hukuka aykırı olduğuna,
5. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
İlişkindir.
III. GEREKÇE
A. İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfı ile sübutuna, delillerin hukuka uygun olarak toplandığına, delillerin değerlendirilmesine, arama kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş; hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilenler dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
B. Sanık hakkında kurulan hükümde,
1. Uyuşturucu maddenin niteliği esas alınıp arttırım yapılırken, 5237 sayılı TCK 188/4-a maddesi yerine 188/4. maddesi gösterilerek, 5271 sayılı CMK 232/6. maddesine aykırı davranılması,

2. Ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği yerine, çevrilebileceğine karar verilerek, 5237 sayılı TCK 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
Hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; söz konusu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesi kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği, BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303. maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün,
Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısımdaki, “hapse çevrilebileceğinin” ibaresinin çıkartılarak, hüküm fıkrasında ilgili bölümlere “TCK 188/4-a maddesi uyarınca” ve “hapse çevrileceği” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, İlk Derece Mahkemesi hükmündeki hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,05.02.2025 tarihinde karar verildi.

UYUŞTURUCU SATIŞI (ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ YANINDA)

TC
YARGITAY
20. Ceza Dairesi

2018/73 E. , 2018/3924 K.

“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Düzeltilerek istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi

Temyiz incelemesi sanık müdafiinin süresindeki istemi nedeniyle duruşmalı olarak yapılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği, ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde usulüne uygun bir arama kararı olmadığına, maddenin kişisel kullanım sınırları içerisinde kaldığına, teşdiden ceza tayininin isabetli olmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine dair; sanık … müdafiinin sanığın kullanıcı olduğuna, uyuşturucu madde ticareti yaptığına ilişkin delil bulunmadığına dair temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde ” Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, olay tarihinde alınan istihbari bilgi üzerine soruşturmaya başlandığı, yapılan çalışmada sanıklar ….ve ….’in içinde bulunduğu araca tanık …’in bindiğinin, aracın içerisinde sanıklardan 40 TL karşılığında uyuşturucu madde satın aldığının tespit edildiği anlaşılmakla; uyuşturucu madde satışının sanık …’a ait aracın içerisinde gerçekleşmiş olması ve aracın TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde belirtilen umumi veya umuma açık yerlerden olmaması karşısında, TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinin sanıklar hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, üye … ve üye Tekin Tüçük’ün karşı oyu ile oyçokluğuyla 02.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

(K.O) (K.O)

KARŞI OY

Suç tarihinde sanık …’ın şoförü olduğu ve diğer sanık …’ın sağ ön koltukta oturduğu … plakalı aracın, mahkemece yapılan keşifte de belirlendiği şekilde TCK 188/4.b maddesinde sayılan okul, hastane gibi eğitim ve tedavi merkezlerinden olan Yürüteç Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine yürüme mesafesi olarak 145 metre uzaklıktaki 2040. Sokakta park edildiği, daha sonra bu aracın yanına kullanıcı …’in 06 YZH 14 plakalı aracı ile gelip, kendi aracından indikten sonra sokak üzerinde bulunan ve sanıkların içinde bulunduğu araca binerek arka koltuğa oturduğu ve bu araçta sağ ön koltukta bulunan şahısla aralarında birşeyler alıp verdikten sonra bu araçtan inerek kendi aracına binip gittiği, kolluk görevlilerince durdurulduğu sırada aracın ön koltuğunda görülen senet kağıdına sarılı vaziyetteki 2 adet daralı 0,60 gr. net 0,036 gr. ağırlığındaki eroin içeren maddeyi kolluk görevlilerine verdiği, daha sonra eroin satışı yapılan … plakalı araçtaki sanıklar … ve …’ın da araçla 2040. Sokaktan hareket ettikleri sırada yakalandıkları, Cumhuriyet Savcısından alınan yazılı arama emrine istinaden yapılan aramada, sanık …’ın üzerinde daralı ağırlığı 1,5 gram gelen eroin ve 90 TL para ile aracın torpido gözünde daralı ağırlığı 0,50 gram gelen eroin, uyuşturucu madde paketlemede kullanıldığı değerlendirilen alüminyum folyo, sigara paketi içerisinde bir adet metal renkli makas ve uyuşturucu madde paketlemede kullanıldığı değerlendirilen bir senet kağıdı ele geçirilmiş ve el konulmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/145 esas 2017/180 karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri sabit görülerek, satılan maddenin eroin olduğu ve satış yapılan yerin TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın olduğu, TCK 188/4.a ve b. fıkralarının birlikte ihlal edildiği kanaatiyle uygulama yapılarak ceza verilmiş ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2017/447 Esas 2017/1202 karar sayılı kararı ile düzeltilerek esastan reddedilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerinin sübutu konusunda ihtilaf yoktur. Ancak sayın çoğunluk uyuşturucu madde alışverişinin aracın içinde yapılması sebebiyle umumi yer olmadığından TCK 188/4.b maddesinin uygulanamayacağından bahisle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Oysa uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde yapılması halinde bu maddenin uygulanması gerekmektedir. Sanıklar … ve … suçta kullandıkları … plakalı aracı TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden daha yakın mesafade bulunan ve umumi yer niteliğinde olan 2040. Sokak üzerine park ederek yanlarına gelen kullanıcı …’e eroin maddesi satmışlardır. Burada satışın araç içerisinde yapılmış olması, satış yapılan yerin umumi yer olmadığı sonucunu doğurmaz.Zira otomobil hareket eden bir araçtır ve sanıklar kendi iradeleriyle bu aracı söz konusu yere park edip burada satış yapmışlardır. Başka bir ifade ile satış yaptıkları tezgahlarını eğitim ve tedavi kurumu olan Yürüteç Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine 145 metre mesafedeki umumi yer olan yola kurup bu şekilde uyuşturucu madde satışı yapmışlardır. Aksi düşüncenin kabulü, sanığın aracını okulun bahçesine veya tam karşısına park edip araç içerisinde öğrencilere uyuşturucu madde satması halinde TCK 188/4.b maddesinin konuluş amacına aykırı olarak umumi yer sayılmayıp bu madde uygulanmaması sonucu doğurur ki, bu halde TCK 188/4.b maddesinin uygulama alanı çok daraltılmış olur. Uyuşturucu madde satılan yer TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerin bitişiğindeki evin içi olsa idi, burada evin yeri değiştirilemeyeceğine göre ve evin içi de umumi yer olmayacağından TCK 188/4.b maddesi uygulanamazdı. Ancak bizim olayımızda olduğu gibi, araç hareket eden ve yeri değiştirilebilen bir vasıta olduğundan ve bir nevi uyuşturucu madde satışı yapılan tezgah olarak kabul edilmesi gerektiğinden, satış yapılan aracın park edildiği yerin TCK 188/4.b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi yer olması halinde, artık burada TCK 188/4.b maddesinin uygulanmasının gerektiği görüşünde olduğumuzdan, temyiz isteminin esastan reddinin gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyoruz.

TEFHİM TUTANAĞI: 02.10.2018 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı….katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Av. … tarafından yetkilendirilen Avukat ile sanık … müdafii Av. …’ın yüzlerine karşı 11.10.2018 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.

ARAÇ İÇERİSİNDE UYUŞTURUCU TİCARETİ – CEZA ARTTIRIMI

TC
YARGITAY
20. Ceza Dairesi
2018/4162 E. , 2019/337 K.

“İçtihat Metni”
Mahkeme : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1-Mahkûmiyet; İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 12/10/2017 tarih, 2017/140 esas ve 2017/154 sayılı kararı
2-İstinaf başvurularının esastan reddi; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05/02/2018 tarih, 2018/100 esas ve 2018/175 sayılı kararı

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde, eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğuna, suç yerinde mahkemece keşif yapılmadan 188/4-b maddesinin uygulandığına ve somut delil bulunmadığına; sanığın temyiz dilekçesinde, uyuşturucu maddenin araç içinde satılması nedeniyle hakkında 188/4-b maddesinin uygulanmaması gerektiğine dair temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,

Haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı işlem yapılan …, … ve … hakkında Cumhuriyet Başsavcılığından 01/03/2017 tarihinde usulüne uygun olarak alınmış arama kararı uyarınca yapılan aramalar neticesinde ele geçirilen uyuşturucu maddeleri …, … ve …’in tüm aşamalarda sanıktan satın aldıklarını beyan etmesi ve sanığın da 21/09/2017 ve 27/11/2018 tarihli dilekçelerinde atılı suçu kabul ettiğini belirtmiş olması karşısında, sanığın üzerinde ve aracında yapılan aramaya ilişkin arama kararının dosya içerisinde bulunmaması sonuca etkili görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.

Sanığın suç tarihinde kullanıcı şahıslar …, … ve …’e uyuşturucu madde satarak zincirleme suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit ise de; sanık hakkında TCK 43. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından ve CMK 302/2. maddesi gereğince bu husus temyiz nedenleri arasında gösterilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde “Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, 01/03/2017 tarihli olay tutanağına göre, sanık araç içerisinde iken haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı işlem yapılan …, … ve …’in araç içine binmesi üzerine uyuşturucu madde satışının aracın içerisinde gerçekleşmiş olması ve aracın TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde belirtilen umumi veya umuma açık yerlerden olmaması karşısında, TCK’nın 188. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinin sanık hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, tutukluluk şartlarında değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine, Başkan vekili … ve üye …’ün karşı oyları ile oyçokluğuyla, tahliye talebinin reddi konusunda oybirliği ile 15/01/2019 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Suç tarihinde sanık …’nın Bursa ili İnegöl ilçesinde … plakalı aracı ile uyuşturucu sattığı ihbarını alan güvenlik güçlerinin sanığı ve aracını takibe alıp, sanığın … Camiinin karşısında aracının durdurduğu ve aracın içerisine aldığı haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılan …, … ve …’e uyuşturucu madde sattığı ve bu şekilde suçun sübut bulduğu konusunda sayın çoğunluk ile aramızda ihtilaf yoktur. Ancak; sayın çoğunluk uyuşturucu madde alışverişinin aracın içinde yapılması sebebiyle umumi yer olmadığından TCK 188/4-b maddesinin uygulanmayacağından bahisle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermiştir. Oysa uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde yapılması halinde bu maddenin uygulanması gerekir.

Olayımızda sanık … aracının TCK 188/4-b maddesinde sayılan caminin karşısına park ederek aracın içerisine aldığı kullanıcılara uyuşturucu madde satmıştır. Burada satışın araç içerisinde yapılmış olması, satış yapılan yerin umumi yer olmadığı sonucunu doğurmaz. Zira otomobil hareket eden bir araçtır ve sanık kendi iradesi ile aracı caminin karşısına park edip satış yapmıştır. Başka bir ifade ile uyuşturucu satışı yaptığı tezgahını caminin karşısına kurup satış yapmıştır. Aksi düşüncenin kabulü sanığın aracını okulun yada caminin veya TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlerin bahçesine veya tam karşısına park edip araç içinden uyuşturucu madde satması halinde TCK 188/4-b maddesinin konuluş amacına aykırı olarak umumi yer sayılmayıp bu maddenin uygulanmaması sonucunu doğurur ki, bu halde TCK 188/4-b maddesinin uygulama alanı çok daraltılmış olur. Uyuşturucu madde satılan yer TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerin bitişiğindeki evin içi olsa idi, burada evin yeri değiştirilemeyeceğinden ve evin içi de umumi yer olmayacağından TCK 188/4-b maddesi uygulanmazdı. Ancak bu olayda olduğu gibi araç hareket eden ve yeri değiştirilebilen bir vasıta olup bir nevi uyuşturucu madde satışı yapılan tezgah olarak kabul edilmesi gerektiğinden, satış yapılan aracın park edildiği yerin TCK 188/4-b maddesinde sayılan yerlere 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi yer olması halinde, artık burada TCK 188/4-b maddesinin uygulanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan temyiz isteminin esastan reddinin gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyoruz.

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ

TC
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
2024/2368 E. , 2024/23801 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

Sanık hakkında kurulan hükmün, yapılan ön inceleme neticesinde temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

A. Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesince sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. B. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
4. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
5. Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,
İlişkindir.

Sanığın suç tarihinde üzerinde ve aracında az miktarda ele geçen uyuşturucu maddeleri aynı gün Gaziantep’ten aldığına ve evine giderken yakalandığına yönelik savunması karşısında; ele geçen kişisel kullanım sınırındaki suça konu uyuşturucu maddeleri kullanma amacı dışında, satma veya başkasına verme amacıyla bulundurduğuna ilişkin savunmasının aksine mahkûmiyete yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu, bu suçtan da evrakın tefrik edilerek ayrıca soruşturma yürütüldüğü gözetilmeden sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2024 tarihinde karar verildi.

(K.O.)
(K.O.)

KARŞI OY GEREKÇESİ

Suç tarihinde üzerinde ve aracında kullanım sınırlarında uyuşturucu maddeler ele geçirilen ve tahlillerinde ele geçen uyuşturucu maddeler ile aynı cinste uyuşturucu maddeleri kullandığı anlaşılan sanığın, aleyhinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı aşamada, müdafi huzurunda verdiği soruşturma beyanında arkadaşlarında uyuşturucu madde olmadığı zaman onlara verdiği için fazla miktarda uyuşturucu madde bulundurduğuna ilişkin dolaylı ikrarıyla başkalarına vermek amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım etmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 188/3 ve 192/3. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi kanısında olduğumuzdan Sayın çoğunluğun sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğuna ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir. 10.10.2024

ARAMA KARARINDA ÜST ARAMASININ BULUNMAMASI UYUŞTURUCU TİCARETİ

TC
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
2015/3925 E. , 2015/6075 K.

“İçtihat Metni”
Mahkemesi : Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : 1-Sanık … hakkında; TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri
2- Sanık … hakkında; TCK’nın 188/3, 62, 52, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık … hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan verilen kararın incelemesinde;
TCK’nın 191. maddesinde değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihine kadar verilen kararlarla ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, inceleme yapılmasına yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesine,
2- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
a) CMK’nın 119/1. maddesi uyarınca verilmiş arama kararında, dosyanın diğer sanığı …’in üstünde, konutunda, işyerinde, ona ait diğer yerlerde ve müştemilatında arama yapılmasına karar verildiği, …’in işyerine arama yapmak için gelen kolluk görevlilerince işyeri önünde bulunan sanık hakkında herhangi bir arama kararı alınmadan üst aramasının yapıldığı, yapılan aramanın CMK’nın 119/4. maddesine aykırı olarak yapıldığı, Anayasanın 38/6. maddesinin “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”, CMK’nın 217/2. maddesinin “yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”, 206/2-a maddesinin “ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur” hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen hukuka uygun olmayan arama işlemleri sonucunda sanığın üzerinde elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağı, sanığın tüm aşamalarda uyuşturucu ticareti yapmadığı yönündeki suçu inkara yönelik savunmaları ile tüm dosya kapsamı karşısında, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması halinde, sanığın yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Adli emanetin 2009/2127 sırasında kayıtlı uyuşturucu madde ile … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan numunenin müsaderesi hakkında karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYUŞTURUCU ALIŞVERİŞİ- GİZLİ KAMERAYA KAYDI- HUKUKA AYKIRI DELİL

TC
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
2015/1592 E. , 2016/2274 K.

“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında TCK’nın 188/3, 62, 52/4, 63, 53/1-2-3, 54. maddeleri uyarınca mahkumiyet (… hakkında ayrıca temyiz isteminin reddine)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık … müdafii olarak görevlendirilen avukat … askerlik görevi nedeniyle müdafiilik görevinden istifa etmesinden sonra yapılan tebligatın kanuna aykırı olduğu belirlenerek öğrenme üzerine sanık tarafından yapılan vaki temyizin süresinde olduğu ve 24.06.2009 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararın hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede,

1- Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
…T.V. programı çalışanlarınca uyuşturucu alışverişinin gizli kamera ile görüntülendiği ve bu şekilde gerçekleştirilen görüntü alma işleminin Anayasanın 38/6. maddesinin “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez” CMK’nın 217/2. maddesinin “yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”, 206/2-a maddesinin “ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur.” hükümlerine aykırı olduğu ve elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağı, sanıkların tüm aşamalarda uyuşturucu ticareti yapmadığı yönündeki suçu inkara yönelik savunmaları ile tüm dosya kapsamı karşısında, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutularak sanıkların hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

2- Sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Suç tarihinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen net 13,2 gram uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında başka bir amaçla bulundurduklarına ilişkin savunmalarının aksini gösterir, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanıkların sabit olan eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suçun vasfında yanılgıya düşülerek “uyuşturucu madde ticaret yapma” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,

3- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile ilgisinin bulunduğuna ve yüklenen suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak yeterli ve kesin delil bulunmayan olayda kuşkunun bulunduğu, şüpheden sanık yararlanır şeklindeki ceza hukuku genel ilkesi de gözetilerek beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık … ve müdafileri, sanık … ve müdafii, sanık … müdafii ile sanıklar …, …, …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

EROİN UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ

TC
YARGITAY
10. Ceza Dairesi

2021/1264 E. , 2022/10788 K.

“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Beraat (her iki sanık hakkında)

Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Sanıkların birlikte ikamet ettikleri adreste satmak amacıyla eroin paketlediklerinin ihbarı alınması üzerine söz konusu evde yapılan aramada; sanıkların eroini paketlerken görüldükleri, paketlemede kullanılan ve eroin bulaşığı bulunan 32 adet kağıt parçası, makas ve yemek tabağı ile net 1,348 gram eroin içeren 3,39 gram uyuşturucu madde ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri sabit olduğu halde, mahkûmiyetleri yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi,

Kabule göre de;

Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” fiilinden dava açıldığı, suçun niteliğini belirleme yetkisi ve görevinin mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, tek olan fiil nitelik yönünden ikiye bölünerek sanık hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan “beraat” ve “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan “suç duyurusunda bulunulmasına” karar verilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,

Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ- EN AZ İKİ ARAMA TANIĞI BULUNMADAN YAPILAN ARAMANIN HUKUKA AYKIRI DELİL NİTELİĞİNDE OLDUĞU- SANIĞIN UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMASINA İLİŞKİN BEYANI

TC
YARGITAY
10. Ceza Dairesi

2022/15582 E. , 2023/5298 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/2199 E., 2020/3254 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2020 tarihli ve 2019/373 Esas, 2020/299 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 29.12.2020 tarihli ve 2020/2199 Esas, 2020/3254 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılıklar düzeltilerek, hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükmün düzeltilerek onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
4. 5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı şekilde ikamet araması yapıldığı, arama işlemi esnasında sadece bir azanın hazır olarak bulunduğu bu şekilde hukuka aykırı elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağına,İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın yabancı müşterilere uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgi üzerine, ikametinde yapılan aramada suç konusu esrar ve kokainin ele geçirildiği; ele geçen uyuşturucu maddelerin çeşitliliği ve suça konu kokainin kişisel kullanım sınırının çok üzerinde olması hususu birlikte değerlendirdiğinde, sanığın ikametinde ele geçen uyuşturucu maddeleri ticari amaçla bulundurmak suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkındaki hükmün, ele geçen maddenin miktarı dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler ile 3 üncü maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hususu eleştirilip, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile yapılan değişikliğin gözetilmemesi ve şahit numunelerin müsadere edilmemesi nedenleriyle oluşan hukuka aykırılıklar düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında “Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur” hükmünün düzenlendiği, söz konusu hüküm gereği, “ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi”nin aramanın başından sonuna kadar hazır bulundurulmasının zorunluğu olduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.02.2020 tarih ve 2016/18-1146 Esas, 2020/68 Karar sayılı kararında bahsedildiği üzere “kollukça yapılan aramalarda arama tanığı bulundurma zorunluğunun kabul edilme sebebinin ileride doğabilecek iddiaların, aslında orada olmayan delillerin görevlilerce yerleştirildiği gibi uygulamada sıklıkla karşılaşılan suçlamaların önüne geçmek ve böylece aramanın her türlü şüpheden uzak bir şekilde yapılmasını ve arama sonucunda elde edilen delillerin güvenilirliğini sağlamak olduğu”, 5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olarak “ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmaksızın yapılan aramanın icrası bakımından hukuka aykırı olduğu ve bu arama işlemi sırasında ele geçirilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş olduğu”, 5271 sayılı Kanun’un yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği hükmünü düzenleyen 217 inci
maddesinin ikinci fıkrası ile kanuna aykırı olarak elde edilen delilin reddolunacağı hükmünü düzenleyen 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hukuka uygun elde edilmeyen delillerin ispat aracı olarak kabul edilmeyeceği ve hükme esas alınmayacağı hususları gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olarak sanığa ait evde yapılan arama sırasında sadece ihtiyar heyetinden bir azanın hazır bulundurulduğu, bunun dışında ihtiyar heyetinden veya komşulardan bir kişinin daha aramanın başından sonuna kadar hazır bulundurulmadığı, yukarıdaki açıklamalar ışığında sanığa ait evde yapılan arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil niteliğinde olduğu ve mahkûmiyet hükmüne esas alınamayacağı, sanığın tüm aşamalarda hukuka aykırı arama sonucu bulunan uyuşturucu maddelerin varlığını ve zilyetliğini kabul etmesinin, delillerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olduğunu bertaraf etmeyeceği, evde ele geçirilen uyuşturucu madde dışında uyuşturucu madde ticareti yapıldığına ilişkin başkaca da bir delil bulunmadığı gözetilmeden beraat yerine mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 29.12.2020 tarihli ve 2020/2199 Esas, 2020/3254 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Fethiye Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.06.2023 tarihinde karar verildi.

(Karşı Oy)
(Karşı Oy)

KARŞI OY

Ceza yargılamasının amacının maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde ortaya çıkarılması olduğu, bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesinde “yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği” hükmüne yer verildiği bu anlamda bir suç soruşturması kapsamında hükümlünün konutunda veya üzerinde yapılacak aramanın da nasıl yapılacağı hususunun 5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında açıkça düzenlendiği tartışmasız olup tartışma konusu olan husus; söz konusu maddenin dördüncü fıkrasında yer alan arama sırasında ” ihtiyar heyeti üyelerinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulur” şeklindeki son cümlesine aykırı olarak arama işlem tanığı olarak isimlendirilen bu kişi ya da kişiler bulunmadan yapılan aramanın hukuka mutlak aykırı olup olmadığı ve bu suretle ele geçen delillerin hükme esas alınıp alınamayacağına ilişkindir.

5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesindeki işlem tanığı bulundurma zorunluluğu düzenlemesinin amacının bir taraftan kişilerin ev ya da işyeri gibi umuma açık olmayan mahrem alanlarında yapılacak aramanın daha sıkı şartlara tabi tutularak hukuk devletinin gereği olan bireyin hukuki güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması diğer taraftan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.02.2020 tarih, 2016/18-1146 Esas, 2020/68 sayılı kararında olduğu gibi ” aslında oradan olmayan delillerin görevlilerce yerleştirildiği gibi ” iddiaların önlenmesi ve delillerin güvenilirliğinin sağlanması olduğu izahtan varestedir. Görüldüğü üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararında da işlem tanığı bulundurma zorunluluğunun işlemin sıhhatine yönelik olmayıp sahtelik iddialarının önüne geçilmesi şeklinde olduğu söz konusu maddenin parlemento gerekçesinde de 118 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen; suç üstü hali ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu hususa uyma zorunluluğunun bulunmadığı açıklamalarından da bu eksikliğin mutlak hukuka aykırılık olarak görülmediği, nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.06.2007 tarih ve 147-159 ve 13/03/2012 tarih 278-96 Esas ve Karar sayılı kararlarında “sırf arama sırasındaki şekle ilişkin bu koşulun ihlal edilmesine dayanılarak yapılan arama işlemenin hukuka aykırı sayılamayacağı gibi delillerin de hukuka aykırı biçimde ele geçirilmiş delil olarak nitelendirilemeyeceğinin belirtildiği, aynı hususta Anayasa Mahkemesinin Jakop Gabriel davasında 15.04.2015 tarih, 2013/2392 bireysel başvuru nolu kararında da “başvurucunun konutunda icra edilen arama işlemindeki kanunda belirtilen usule ilişkin eksikliğin bu işlemin sıhhatini ve bu işlem sonucunda elde edilen delillerin gerçekliğini şüpheli hale getirmediği, anılan eksikliğe rağmen bu aramada ele geçen delillerin esas alınarak mahkûmiyetle sonuçlanan yargılamanın adilliğini zedelemediği” tespiti yapılarak bu şekli eksikliğini aramayı ve ele geçen delilleri şüpheli hale getirmediği dolayısı ile hukuka aykırı elde edilen delilden söz edilemeyeceği belirtilmek suretiyle; söz konusu kararlarla bir taraftan bireyin hukuk güvenliği sağlanırken diğer taraftan 5237 sayılı Kanun’un Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen orta okul önlerine kadar
yaygınlaşmış olan ve her geçen gün mücadele etmenin zorlaştığı uyuşturucu madde ticaretine yönelik suçlarda yasal zeminde etkin mücadele etme yolunun sağlandığı, bu şekildeki amaçsal yorumun; yasa koyucunun yasama gerekçesine uygun olduğu gibi suç soruşturmalarında en önemli delillerden olan görevli kolluk birimlerince tutulan belgelerin aslı kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge olma gerekliliği ile de uyumlu olduğu aşikardır.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde hakkında uyuşturucu madde sattığı şeklinde ihbar bulunan ve istihbari çalışma ile de ihbar içeriği doğrulanan sanığın evinde aynı gün 20.09.2019 tarihinde (gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında) Cumhuriyet savcısı tarafından verilen arama kararı doğrultusunda yapılan aramada kişisel kullanım sınırı üzerinde 4 parça halinde kokain ve 1 parça halinde esrar ele geçirildiği, arama tutanağının hazır bulunan aza ve yine hazır bulunan sanık tarafından itiraz edilmeksizin imzalandığı, tutanağın bu haliyle hem Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararlarında olduğu gibi delillerin oraya yerleştirildiği iddialarını önleyecek şekilde olduğu ve hükme esas alınmasının Anayasa Mahkemesinin kararı gereğince adil yargılanma hakkını ihlal etmeyeceği gibi hem de yasama gerekçesindeki istisnai halini yani 5271 sayılı Kanun’un 118 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki halin gerçekleşmesi nedeniyle hazirun bulundurma zorunluluğunun bulunmaması karşısında usulüne uygun olduğu, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyetine dair verilen kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız. 08.06.2023

Exit mobile version