TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANMA – NİŞANLANDIKTAN DÖRT YIL SONRA EVLENME – NİŞANLININ MANEVİ TAZMİNAT HAKKI

T.C.
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS                    KARAR
2004/1525     2004/12646

YARGITAY KARARI

MAHKEMESİ : B. Asliye 6.Hukuk Mahkemesi

GÜNÜ : 30.10.2003

SAYISI : 2002/915 – 2003/1310

DAVACI : Sebahattin

DAVALI : K. Otobüsleri A.Ş. Vekili:

Taraflar arasında görülen davada B. Asliye 6.Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.10.2003 tarih ve 2002/915 – 2003/1310 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 21.12.2004 günde davacı avukatı ile davalı avukatı gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin nişanlısı Nilüfer ile davalı şirkete ait otobüste yolcu olarak bulundukları esnada meydana gelen trafik kazası neticesinde, Nilüfer’in sakat kalarak çalışma gücünü % 100 oranında yitirdiği, bilahare davacının nişanlısı Nilüfer ile evlendiği, davacının kaza nedeniyle ömür boyu ruhi ve asabi sağlık bütünlüğünün ağır zarara uğradığını ileri sürerek, (125.000.000.000-) TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek şirkete temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kazanın mağduru Nilüfer’in durumunu bilerek onunla evlendiğini, vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle talep hakkının münhasıran zarar görene ait bulunduğunu, kaldı ki, davacıyla kazada yaralanan Nilüfer’in olay tarihinde evli de olmadıklarını ve talebin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara nazaran, BK.nun 47 nci maddesine göre, manevi tazminat isteme hakkının doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye ait olup, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulması halinde onlarında manevi tazminat isteyebileceği, davacının nişanlısının geçirdiği kazadan dolayı üzüntü duymasının doğal olduğu, kaza tarihinde henüz evlilik bağıtı bulunmadığı ve kazadan 4 sene sonra gerçekleştiği, bu durumda onların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet ve hukuka aykırılık koşullarının gerçekleşemediği gerekçeleriyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ve manevi tazminat isteminin kaza tarihi dikkate alınarak değerlendirileceği tabi olup,bilahare gerçekleşen evliliğin somut olaya bir etkisinin bulunmamasına, salt nişanlılık ilişkisinin davacıya manevi tazminat talep etme hakkı tanımayacağının kabulünün gerekmesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir edilen 400.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.220.000.-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment