selimhartavi.com

TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLÜM- DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI- DESTEK SÜRE VE PAYLARI- CENAZE DEFİN GİDERLERİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4246
KARAR NO : 2018/12791

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2015
NUMARASI : 2013/73-2015/525
DAVACILAR : 1-Cuma Ö.
2-Leyla Ö.
3-Mülkiye Ö.
4-Yusuf Ö.
5-Yakup Ö.
VEKİLLERİ : Av. Selim Hartavi
DAVALILAR : 1-A. A.m Türk Sigorta A.Ş.
2-Ahmet D.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı A. A. Türk Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili dava dilekçesinde, 30.11.2011 tarihinde sürücü Ahmet D. sevk ve idaresindeki 63 ZH 904 plakalı aracın davacıların murisi yaya Sakine Ö.’e çarparak ölümüne neden olduğunu, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılınca yapılan soruşturmada aldırılan bilirkişi raporunda sürücü Ahmet D.’e atfı kabil kusur bulunmadığının belirtilmiş olmasına rağmen Savcılık tarafından kamu davası açıldığını, davacılar murisin anne ve babası Leyla ve Cuma Ö.’in destekten yoksun kaldığını beyanla, belirsiz alacak davası kapsamında davacılar anne ve baba için 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 200,00TL defin masrafı olmak üzere toplam 1.200,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen ayrıca, davacıların tamamı yönünden yargılamanın son aşamasında belirlenecek manevi tazminatın davalı araç işleteni ve sürücüsünden kaza/dava tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı Ahmet D. davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 3.287,94 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tashili ile davacı Leyla Ö.’e verilmesine, 12.567,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı Cuma Ö.’e verilmesine, 1.500,00 TL defin masrafının davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı A. A. Türk Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin (4) nolu, davalı A. A. Türk Sigorta A.Ş. vekilinin ise (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

1982 T.C. Anayasası’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez.

Yine HMK’nın 280. maddesi hükmüne göre; “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür. Aynı yasanın 281. maddesinde bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde beyanda bulunmaları gerektiği düzenlenmiştir.

Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 17/12/2014 tarihli kusur raporu mahkemece davalılar Ahmet D. ve A. A. Türk Sigorta A.Ş. vekiline tebliğ edilmemiş olup, Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3-1086 sayılı HUMK’nın 388. ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.

Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.

Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır. Mahkemece hükmün gerekçesinde davacı Cumali Ö.’in 2.464,29 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkının bulunduğu ifade edilmiş olmasına rağmen; kararın hüküm fıkrasında bu davacı yönünden 12.567,20TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş olması çelişkili olup taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.

4-Dairemizin yerleşik içtihalarına göre; trafik kazası sonucu ölen destek kaza tarihinde 18 yaş altında ise kaza nedeniyle ölmeseydi, 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği, ana ve babasına destek olacağı ancak ileriki yaşlarda desteğin büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine ayıracağı yarısını da ana ve babası ile paylaşacağı, ileriki yıllarda evleneceği, evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay desteğe 2 pay eşe, birer pay ana ve babaya verileceği; bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğu olacağı, çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacağı ve ana ve babaya da birer pay ayrılacağı kabul edilir.

Somut olayda; davacıların desteği kızları Sakine kaza tarihinde 6 yaşındadır. Mahkemenin hükme esas aldığı raporda bilirkişi tarafından, desteğin 22 yaşından itibaren ailesine destek olacağının kabulü ile, davacı anne ve babaya evlilik öncesi dönemde %25’er, muris evlendikten sonra %7.5’er ve babanın destekten çıkmasından sonra davacı anneye % 10 pay ayıracağı kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve hesaplanan tazminatlar yönünden %10 oranında yetiştirme gideri indirimi uygulandığı görülmektedir.

Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine ayıracağı yarısını da ana ve babası ile paylaşacağının varsayılması hayatın olağan akışına uygun düşecektir. Ancak çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evlenecektir. Evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay desteğe ayrılacak, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya verilecektir. Destek, ileriki yıllarda evlenmesi ile birlikte bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğu olacağı varsayılır. Bu nedenle çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacak ve ana ve babaya da birer pay verilecektir. Bu durumda ana ve babanın payları 1/8 olacaktır.

Bu halde; desteğin ileride evleneceği kabul edilerek evlenmesinden önceki dönem ile evleneceği kabul edilen yaştan sonraki dönem için belirlenen destek pay oranları yukarıda açıklandığı üzere Dairemiz içtihatlarına uygun olmadığı, yine Daire ilkelerine göre; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5’er, anne çalışmıyorsa (dosyada, annenin çalıştığına ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır) sadece babadan %5 yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda bahsi geçen ilkelere aykırı düzenlenmiş olup denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.

5-Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumlu olup, davacı tarafın kendi değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Dosya kapsamında bulunan, belediyenin cevabi yazısında, cenaze ve defin giderlerinin 390,00 TL olduğun bildirilmiştir. Bu bağlamda bilirkişi raporunda yemek giderleri, mevlit gideri v.s. gibi giderler zorunlu olmayan cenaze ve defin gideri de dahil edilerek yapılan hesaplama esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin (4) nolu, davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekilinin (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE,(4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı A. A. Türk Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz davacılar ve davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş’ye geri verilmesine 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye
A.Ş.Sertkaya B.Demirel B.Aydın K.Özerdoğan M.Erol

Karşılaştırıldı.
S.İ. S.A.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment