selimhartavi.com

EMNİYET KEMERİNİN TAKILMAMASI TAZMİNAT MİKTARININ TAYİNİNDE MÜTERAFİK KUSUR OLARAK GÖZETİLMESİ GEREKTİĞİ

T.C

YARGITAY

17.HUKUK DAİRESİ

ESAS:2016/3135

KARAR: 2018/11955

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ           :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davacı ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 11.03.2013 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını ve belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek, iş gücü kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL., … kapsamı dışında kalan tedavi ve refakatçi giderleri için şimdilik 1.000,00 TL ve 50.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak kaydı ile) kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 52.867,93 TL olarak işgöremezlik, 5.495,82 TL olarak bakıcı gideri talebini ıslah etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davacının davalı … yönünden geçici-sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı giderlerinin tazminine yönelik açılan davanın kabulü ile; 46.691,00 TL maddi zararının 2.000,00 TL kısmının olay tarihi olan 11/03/2013 tarihinden itibaren, 44.691,00 TL kısmının ıslah tarihi olan 02/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın 11/03/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’dan

tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … ve … Sigorta Şirketine karşı açmış olduğu maddi tazminat taleplerinin husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının tedavi giderlerine dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, husumet nedeniyle haklarında davanın reddine karar verilen ve vekille temsil olunan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin uygun bulunmasına, dosya ve ceza dosyası kapsamından taşıt trafiğine kapalı yola giren ve hızını azaltmamak suretiyle tek taraflı trafik kazasına sebebiyet veren davalı sürücü …’un tam ve asli kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı ve davalı … vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2- Somut olayda hükme esas alınan aktüer raporda davacının % 10 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplama yapıldığı, yolcu konumunda bulunan davacıya % 10 oranındaki kusur oranının emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle verildiği anlaşılmaktadır. Emniyet kemerinin takılmaması zararın belirlenmesinde esas alınması gereken bir kusur olmayıp, hakimin tazminatı belirlerken B.K.44. madde hükmüne göre resen gözönüne alınması gereken müterafik kusurdur. Davacının trafik kazasının meydana gelmesinde bir kusuru bulunmamaktadır.

Taşıt trafiğine kapalı yolda meydana gelen trafik kazasında, trafik kazası tespit tutanağının tanzim edilmediği, olay yeri görgü tespit tutanağının dosyada mevcut olduğu, bu halde mahkemece, davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu dosya kapsamı ve tanık beyanları da değerlendirilerek araştırılmak suretiyle ve emniyet kemerinin takılı olmamasının müterafik kusur olduğu da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi uygun bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3- Maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Kazanın 11.03.2013 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin esas alınması gerektiği, hükme esas alınan ve Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre düzenlenen 26.09.2014 tarihli rapora davalı … vekili tarafından itiraz edildiği, rapor içeriğinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre de bir değerlendirme yapıldığı, dolayısıyla kaza tarihi gözetildiğinde olaya uygulanacak mevzuat hükümleri açısından raporun çelişkili olduğu anlaşılmaktadır.

Bu halde kaza tarihi gözetilerek, davacının maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin esas alındığı yeni bir maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi uygun olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

4- Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Kabule göre, Mahkemece aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarından hatır taşıması nedeniyle takdiri indirim yapılarak maddi tazminatın kısmen reddine karar verilmiş, reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hakimin takdir hakkını kullanarak yapmış olduğu indirim nedeniyle mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı … yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde ıslah edilen kısmın faiz başlangıcının ıslah tarihi olarak esas alınması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı … vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davacı ve davalı …’a geri verilmesine 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment