BOZMA ÖNCESİ KARARIN TEMYİZ EDİLMEMESİ NEDENİYLE KARŞI TARAF YARARINA USULİ KAZANILMIŞ HAKTAN SÖZ EDİLEMEYECEĞİ

T.C
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

2009/1240 E.,2009/4316 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ: Nevşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİH : 21.10.2008
NO : 133-311

Davacı K.U., iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine;

Davacı Kurum ise, iş kazası nedeniyle sigortalıya ödediği 19.664.10TL’nin davalılardan rücuen tahsili davalarının yapılan yargılaması sonunda; Bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle, 167.764.22TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı K.U.’a verilmesine, 16.434.00TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Kuruma verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalılardan SS.S.Konut Yapı Koop, A.G.ve İ.D.vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.03.2009 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan SS.S.Konut Yapı Koop, A.G. ve İ. D. vekili Avukat E.S.ile karşı taraf vekili Avukat M. T.geldiler. Davacı Kurum ile diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

2-Dava 26.04.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %79,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında Sosyal Güvenlik Kurumunun aynı iş kazası nedeniyle açtığı rücuen tazminat davası da sigortalının açtığı dava ile birleştirilerek her iki dava birlikte sonuçlandırılmıştır.

Mahkemece dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Sigortalının açtığı dava ile ilgili olarak: Davalılardan İbrahim Dursun’a yönelik davanın atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat istemi ile bozmaya konu kararın davacı tarafça maddi tazminat yönünden temyiz edilmediği, maddi tazminata yönelik hükmün onanmasının istendiği bu durumunda önceki kararda hükmolunan maddi tazminat miktarı bakımından davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğundan bahisle davacının maddi tazminat isteminin bozmaya konu kararda hükmolunun miktarla bağlı olarak kısmen kabulüne, SGK’ nun açtığı birleşen dava ile ilgili olarak da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacılar ile davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Hakim, HUMK.46.maddesi uyarınca, aralarında bağlantı bulunduğu iddiası ile birlikte açılmış veya ayrı açılmış olmakla birleştirilmesine karar verilmiş olan davaların, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürümesini sağlamak için, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden ayrılmasına karar verebilir.

Davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul, davaların konularının ve nedenlerinin farklığı göz önüne alındığında, yargılamanın daha iyi ve süratli bir şekilde yürütülebilmesi için iş kazası nedeniyle sigortalının ve SGK’ nun açtığı davaların ayrılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2007 tarih ve 2007/21-69 E, 2007/55 K sayılı kararı da bu yöndedir.

Hal böyle olunca mahkemece, sigortalının açtığı dava ile SGK’ nun açtığı davanın tefrik edilerek sigortalının açtığı davada işin esasına girilerek bir sonuca varılmak gerekirken her iki davanın bir arada görülmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Öte yandan davacının dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde maddi tazminattan fazlaya ilişkin haklarının saklı tuttuğu ve bozmaya konu kararda da maddi tazminattan fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak taleple sınırlı karar verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bozma öncesi düzenlenen 16.09.2004 tarihli hesap raporu üzerine davacı avukatı tarafından verilen 15.10.2004 tarihli dilekçe ile16.09.2004 tarihli hesap raporuna göre karar verilmesinin istenmesinin usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacının dava ve ıslah dilekçelerinde maddi tazminattan fazla hakkını saklı tutmuş bulunmasına, bozmaya konu kararda da bu yönün dikkate alınarak istemle bağlı karar verilmesine, maddi ve fazlaya ilişkin hakkı da saklı tutulan davacının maddi tazminata yönelik kararı temyiz etmemesinin doğal bulunmasına göre, davalı bakımından usuli kazanılmış bir hakkın söz konusu olmadığı ortadadır. Davacının 16.09.2004 tarihli hesap raporunun göre karar verilmesini istemesi fazla haktan vazgeçmek değil, davanın hemen sonuçlanmasına sağlamaya yönelik bir taleptir. Somut olayda da bu dilekçeden iki yıl sonra bir karar verildiği ortadadır. Bu duruma göre davacının ek dava ile istediği maddi tazminat sitemi ile ilgili olarak esastan bir karar verilmek gerekirken davalı yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

3- Dava nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkindir. Bu bakımından tazminat belirlenirken, sigortalının hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanacak zararından; Maluliyet oranı, kusur oranı ve kanuni nedenler indirildikten sonra, İş kasası sonucu sürekli işgöremezlik nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanarak bildirilecek tüm peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Oysa davacı yararına maddi tazminatın hesaplanmasında önce sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin düşüldüğü ve sonra kusur oranının indirildiği ortadadır. Hal böyle olunca sigorta tahsisleri peşin sermaye değerinin en son indirileceği göz ardı edilmek suretiyle indirimde sıralama hatası yapılarak ve tazminatın belirlenmesi hatalı olduğu gibi sigorta tahsislerinin tüm peşin sermaye değeri yerine ilk peşin sermaye değerinin indirilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davacı ve davalılardan SS.S.Konut Yapı Koop, A.G.ve İ.D.yararına takdir edilen 625.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz başvurma harcı ile temyiz harcının ilgililere iadesine, 24.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verIldi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment