ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDEN KOPARILAN BONO- MENFİ TESPİT DAVASI- SENEDİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULMASI

                     T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/82 Esas
KARAR NO : 2018/219

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
K.YAZIM TARİHİ : 04/05/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin araç kiralama işi yaptığını, müvekkilinin davalı şirketten araç kiraladığını ve kiralama süresi sonrasında aracı teslim ettiğini, müvekkilinin kiralamış olduğu araç için yapılan sözleşmenin alt kısmında bulunan yırtılarak sözleşmeden alınabilen senedin hiçbir şekilde borç doğuran özelliği olmayıp teminat olarak alındığını, davalının unsurları boş olarak sözleşmeye ek olan senedi haksız kazanç sağlamak amacı ile sözleşmeden kopartarak bağımsız bir senetmiş gibi icraya koyduğunu, müvekkilinin kiraladığı aracı teslim ettikten sonra icraya konu senedin müvekkiline verilmediğini, senedin “malen ahzolunmuş” olduğunu ancak davalı şirket ile müvekkili arasında herhangi bir mal alışverişi olmadığını, müvekkilinin imzaladığı esnada senedin unsurlarının boş olduğunu, senedin sonradan başka bir kalemle ve başka birisi tarafından doldurulduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi imzaladığını hatırladığını ancak sözleşmenin alt kısmında bulunan senedi imzalayıp imzalamadığını tam olarak hatırlayamadığını ifade ederek; davalı şirket müvekkiline mal vermişse bu malın teslimini gösteren sevk irsaliyesi ile malın alım satımına ilişkin faturanın davalının ticari defterlerinde olup olmadığının araştırılmasını, icra takibinin bir an önce durdurulması için teminatsız olarak tedbir karan verilmesini, davanın kabulü ile müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile Ankara Batı … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında yapılan icra takibinin iptalini ve icra tehdidi altında ödeme yapılması halinde yapılan ödemelerin istirdadını, icra takibine girişen davalı tarafın takip konusu alacağın %20‘sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı yana iki yıldır araç kiraladığını, davacı yanın paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek müvekkilinden 35.000,00 TL nakit para aldığını, bunun üzerine müvekkilinin elinde bulunan üst tarafı sözleşme olan ancak sözleşmeye konu edilecek her hangi bir mal veya hizmete konu olmayıp, yalnız nakit verilen para borcuna ilişkin senedin düzenlenerek davacı yanın kendi rızası ile senedi imzaladığını, davacı yanın senet bedelini müvekkiline ödememesi sonucunda icra takibine girişildiğini, takibe konu senedin teminat olarak alınmadığını, davacı yanın müvekkilinden borç istemesi üzerine müvekkilinin iş yerindeki sözleşmeden ayrılabilen hazır senet evrakının kanuna uygun bir şekilde düzenlendiğini, senette yazılı olan “malen” ibaresinin senet düzenlenirken sehven yazıldığını, davaya konu senedi araç kiralama sözleşmesinden ayrı olarak tarafların iradeleri ile düzenlediğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi gereğince davacı yanın senedin hukuka ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun ispatını yalnızca senetle yapabileceğini, davacı yanın senedin hukuka ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu senetle ispat etmedikçe senedin geçerliliğini koruyacağını, Sayın Mahkemece imza konusunda inceleme yaptırıldığı takdirde imzaların davacı yana ait olduğunun anlaşılacağını ifade ederek; davanın reddini ve icra takibinin devamını, yargılama ve harçgiderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLER :Ankara Batı …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı CBS nin … sayılı soruşturma dosyası, ticaret sicil kayıtları, 18/07/2017 tarihli bilirkişi raporu, 20/11/2017 tarihli ve 26/02/2018 tarihli bilirkişi ek raporları ile ile tüm dosya kapsamı.

GEREKÇE :Dava, Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu senetten (bono) dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.

Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen 16/02/2016 tarih 2015/408 Esas 2016/75 karar sayılı kararın; davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 22/11/2016 tarih 2016/7855-15009 E-K sayılı ilamı ile “…yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, zira dava konusu senedin keşideci bölümündeki imzalar dışında sol üst köşesinde de bir imza bulunduğu, bu durumda dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesi ile birlikte aynı anda düzenlenip, daha sonra senedin sözleşmeden kesilmek suretiyle ayrılarak takibe konmuş olabileceği yolundaki iddianın daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve davacının bu konudaki tüm delilleri eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği…” belirtilerek bozulmuş, mahkememizce bozma ilamına uyularak 2017/82 esas üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.

Davacı, davalıdan araç kiraladığını ve bu nedenle düzenlenen sözleşme ile birlikte sözleşme altındaki davaya konu senedi imzalayıp teminat amacıyla davalı şirkete verdiğini, ancak sonradan kiralanan araç davalıya iade edildiği halde teminat senedinin geri verilmediğini, senedin karşılıksız kaldığını iddia etmektedir.

Davalı taraf ise, …’ın davacıya borç para verdiğini, o sırada şirkette bulunan matbu araç kiralama sözleşmelerinden birinin alt kısmındaki bölümün kesilerek bu senedin düzenlendiğini, teminat iddiasının yerinde olmadığını savunmaktadır.

Menfi tespit talebinin temel ilişkiden bağımsız soyut borç ikrarı içeren emre muharrer senede (bono) ilişkin bulunması karşısında, kural olarak ispat yükü davacıdadır. Davacının, davaya konu senedin araç kiralama sözleşmesinin teminatı olduğu ve senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat etmesi gerekmektedir.

Davaya konu senedin araç kiralama sözleşmesinin bir parçası olduğu, sözleşmeden ayrılarak düzenlendiği hususu davalı yanın da kabulündedir.

Davacı vekilinin, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, müvekkilinin taraf olduğu araç kiralama sözleşmesi ile takibe konu senedin karşılaştırılarak, araç kiralama sözleşmesinin parçası olup olmadığının tespit edilmesi yönündeki talebi üzerinde davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile araç kiralama sözleşmeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.

Davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bulunduğu adres bildirilerek yerinde inceleme yapılması talep edilmiş ve bu yönde ara karar oluşturulmuş ise de; görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan 18/07/2017 ve 20/11/2017 tarihli raporlarda, davalıya ait ticari defter ve kayıtları inceleme imkanının tanınmadığının ifade edilmesi üzerine, davalı yana 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defter ve belgeler ile araç kiralama sözleşme asıllarının dosyaya sunumu için kesin süre verilmiş, davalı tarafça sadece ticari defterler dosyaya sunulmuş, araç kiralama sözleşme asılları ise sunulmamıştır.

Bilirkişi tarafından, davalının sunduğu ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesi düzenlenen 26/02/2018 tarihli raporda; davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli yasal şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, dava dilekçesinde bahsi geçen senedin davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.

Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 18/07/2017, 20/11/2017 ve 26/02/2018 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin araç kiralama işiyle uğraştığı, her ne kadar verilen kesin süreye rağmen davalı tarafça araç kiralama sözleşme asılları dosyaya kazandırılmamış ve dolayısıyla taraflar arasında aktedilen araç kiralama sözleşmesinin incelenmesine imkan sağlanmamış ise de, davacıya araç kiralandığının davalının da kabulünde olması, takip ve dava konusu senedin sol üst köşesinde yer alan imzanın çıplak bir gözle bakıldığında dahi keşideci imzasıyla aynı olduğunun görülmesi ve dava konusu senedin davalı şirket ticari defter kayıtlarında da yer almaması karşısında, nizalı senedin sol üst köşesindeki imzanın araç kiralama sözleşmesine atılan davacı imzası olduğu, araç kiralama sözleşmesi ile birlikte aynı anda (teminat amacıyla) düzenlendiği, davacı tarafça araç teslim edilip ücreti ödenmesine rağmen, teminat amacıyla verilen senedin sözleşmeden kesilmek suretiyle ayrılarak ve düzenlenerek takibe konulduğu, bu senet nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

İİK’nun 72/5 maddesi gereğince davacıyı (borçluyu) menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın % 20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜNE; Ankara Batı … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu keşidecisi …, lehtarı … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti. olan 17/04/2014 keşide, 17/05/2014 ödeme tarihli 35.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne, takibe konu senet bedelinin %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 597,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.793,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 597,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 629,52 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 450,00 TL bilirkişi ücreti, 255,10 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 705,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment